Belki birçoğumuz Aikido’yu, “Süperbaba” dizisinde veya Cem Yılmaz filmlerinde az çok duyup seyrettik ama gerçekte; “Aikido nedir, nasıl ortaya çıkmıştır, insana neler katar, diğer savaş sanatlarından nedir?” gibi soruların yanıtlarını pek çoğumuz bilmiyoruz. Ben de sizler gibi bu soruların cevabını merak ettim ve bu yüzden Türkiye’deki en büyük dojolardan biri olan ODTÜ DOJO’nun hocası Utku Havuç ile görüştüm. Bu yazıyı okuduktan sonra Aikido hakkında kafanızdaki birçok soru işareti ortadan kalkacak!
İlk Olarak Aikido Nedir? Hangi Yıllarda, Nasıl Ortaya Çıkmıştır?
Aikido şu anki haliyle modern bir Japon savaş sanatıdır. Morihei Ueshiba (1883-1969), Aikido savaş sanatını, aldığı çeşitli savaş sanatları eğitimlerini kendi düşünce sistemiyle tekrardan yorumlayarak oluşturmuştur. Ueshiba, çalışmalarının ilk yıllarında (1920-1930) Takeda Sokaku’dan öğrendiği Aiki-jujutsu tekniğini çalışmaktaydı. Bu, daha sonra evrilerek günümüz Aikido’sunu ortaya çıkarmıştır.
Aikido Bir Savunma Sanatı Mıdır?
Bu, en çok bilinen yanlışlardan biridir. Dünyada ‘defense art’ yani ‘savunma sanatı’ diye bir kavram yok. Öz savunma diye çevirebileceğimiz ‘self defense’ kavramı var ve bir de ‘savaş sanatı’ var ama bizde bu kavramlar birbirine girerek karıştırılıyor. Savunma sanatı diye bir kavram ortaya çıkarılıyor. Bu ayrımları yapmak şunun için önemli: Aikido’yu savunma sanatı olarak algılamak, bir süre sonra Aikido’da ilerlemeyi engelliyor. Sadece savunma yaparak kazanamazsınız, mutlaka sizin de bir yerde saldırı yapmanız gerekiyor. Zaten Aikido’nun en özel taraflarından biri de budur. Yani saldırı ve savunmanın aynı anda yapılmasıdır.
Aikido’nun Diğer Savaş Sanatlarından Farkı Nedir?
Aslında bir önceki soruda bu sorunun cevabını da vermiş olduk. Aikido’da saldırı ve savunmanın aynı anda yapılıyor oluşu, onu diğerlerinden ayırıyor. Savaş sanatlarını tasarlayanlar, teknikleri tasarlarken verimliliği düşünmüşlerdir. Bu da birçok şeyi farklılaştırıyor. Şu an günümüzde birçok savaş sanatı aslında olimpik spor ya da televizyon programı amaçlıdır. Bu da 3-5 dakikalık, 5 raund 10 raund şeklinde yapılan sporlar. Bu yüzden de teknikler buna göre değişmeye başlıyor ve aynı vuruşlar önem kazanıyor. Bunu daha net görebilmek için uzun mesafe ve kısa mesafe koşucularını örnek gösterebiliriz. Bir taraf maraton koşuyor diğer taraf ise 100 metrede koşuyor; ama bedenler, çalışma stilleri her şey çok farklı. Şu an müsabakası olan savaş sanatları için “100 metre koşucusu” diyebiliriz. Kısa zamanda yüksek performans göstermeleri gerektiği için buna uygun çalışmalar yapılıyor. Aikido’da da ise tıpkı maratoncular gibi uzun süre dayanıklılığa odaklanılmaktadır. Aikido teknikleri arasında en önemli prensip budur. Zaten çıkış noktası da saatlerce hatta günlerce süren savaş meydanlarıdır.
Savaş Sanatları Denildiğinde Hep Bir Felsefeden Bahsedilir. Savaş Sanatlarının Neden Bir Felsefesi Olmalıdır?
Savaş sanatları ilk yapıldığı dönemlerde günümüzdeki askerlik gibiydi. 3-5 ay, 1 sene savaşa asker gönderebilecek kadar eğitim veriliyordu. Bu yüzden savaş sanatlarını öğrenenler sadece 1-2 sene öğreniyor, savaşa gidiyorlar ve çoğunluğu ölüyordu. Daha sonra 1500’lü yıllarda Japonya’ya barış geldiğinde yeni bir sorun çıkıyor. Savaş okulları var, savaş sanatları öğreniyorlar ama savaş yok. 1 sene 2 sene derken bu durum 10 sene sürüyor. Hal böyle olunca ilk olarak bilgi birikimleri inanılmaz ilerliyor. İkinci olarak da rekabet ortaya çıkmaya başlıyor. Öğrenciler, yıllarca çalışıyorlar ve çıkabilecekleri bir üst basamak hocalık olacağı için, öğrenciler hocalarını öldürmeye başlıyorlar. Hocalar da bu sorunun çözümü için daha ahlaklı, erdemli ve sadık öğrencileri seçmeye başlıyorlar. Bu da zamanla oturuyor ve böylece savaş sanatlarının bir felsefesi ve dolayısıyla Aikido felsefesi oluşmaya başlıyor.
Aikido’ya Yeni Başlayacak Olanlara Tavsiyeleriniz Neler? Yeni Başlayanlar İlk Olarak Ne Yapmalı?
Her yeni şeye başlarken olduğu gibi Aikido için de bir deneme süresi hemen hemen her yerde veriliyordur. Bazen Aikido hakkında konuşmak ilgi çekici gelebiliyor, ama vücudunda nasıl hissettiğini anlamak, yapmaktan keyif alıp almadığını da deneyerek anlamak gerekiyor. Aynı şekilde bazen konuşmak yetersiz kalıyor, gerçekten size göre olup olamadığını anlamak için fiziksel olarak deneyimlemeniz daha iyi olacaktır.
Aikido’ya devam etmeseniz bile güzel bir tecrübe yaşayacağınız kesin. Bu nedenle ilk gidişinizde düşmeler sırasında dizlerinizin ve dirseklerinizin zarar görmemesi için diz ve dirseklerinizi kapatacak uzun kıyafetler Aikido için en uygun olan kıyafettir. Eğer devam etmeye karar verdiyseniz Aikido’nun kendi özel giysisi dogi,gi’yi kullanmanız gerekiyor. Bir de sırasıyla kılıç, sopa ve kamayı temsil eden bokken, jo ve tanto adlarında ahşaptan yapılma silahlar var. Ve en önemli hususlardan biri eğitmen ve dojo bulunmalı.
Aikido Seviyeleri Neye Göre Belirleniyor?
Aikido seviyeleri günümüzde sınavlarla belirleniyor. Bizim çalıştığımız sistemde öğrenci 7 kyu olarak başlıyor 6,5,4,3,2,1 olarak Kyu dereceleri alıyor. Aikido Kyu sınavları bekleme süreleri şöyledir:
- 7-6 sınavı için en az 2 ay,
- 6-5 sınavı için: 6. kyuyu aldıktan sonra en az 3 ay,
- 5-4sınavı için: 5. kyuyu aldıktan sonra en az 5 ay,
- 4-3sınavı için: 4. kyuyu aldıktan sonra en az 6 ay,
- 3-2sınavı için: 3. kyuyu aldıktan sonra en az 8 ay,
- 2-1 sınavı için: 2. kyuyu aldıktan sonra en az 10 ay,
Aikido kuşak sıralamasında siyah kuşak sınavı için ise 1. Kyu olduktan sonra 1 yıl beklenmesi gerekmektedir.
Yani siyah kuşak sınavına girme süresi ortalama olarak 3-4 yıl sürmektedir. Daha sonra danlar başlıyor 1, 2, 3, 4, olarak dan sınavları yapılmaktadır.
- 2. dan sınavı için 1. dan sınavından sonra 2 sene, 3. dan için 3 sene , 4. dan için ise 4 sene beklemek gerekmektedir. 4. dandan sonra sınav yapılmamakla birlikte çok daha başka kriterler aranmaktadır. Yaş kriteri de bunun içerisindedir.
ODTÜ Aikido Topluluğu Olarak Ne Tür Etkinlikler Düzenliyorsunuz?
Topluluk olarak, Nebi Vural Sensei’nin seminer takvimini takip ediyoruz. Bu seminerlerden ikisini ODTÜ bünyesinde gerçekleştiriyoruz. Biri Ulusal bir seminer olan Aralık seminerleri, ikincisi ise Uluslararası bir seminer olan ve 20 Ülkenin katılım gösterdiği Uluslararası Aikido Festivali’dir.
Bu etkinlikler, seminerler yıllar içinde büyüdü, katılan ülkelerin sayısı arttı ve artık bir festival havasına dönüştü. Aslında büyük seminer de diyebilirdik bu etkinliklere ancak festival olmasının ardında yatan mantık şu: Seminerlerde eğitimleri Nebi Vural Sensei veriyor; festivalde ise Nebi Vural Sensei’nin önderliğinde ve birleştiriciliğinde pek çok farklı ülkeden gelen eğitmenler de belirli sürelerle ders veriyorlar. Böylece bir saat Slovakya’nın en üst düzey eğitmenlerinden eğitim alırken, sonraki saat Azerbaycan’ın en üst düzey eğitmenlerinden eğitim alma, öğleden sonra Avusturya’nın eğitmeniyle minderde bire bir çalışma, ardından İsrail’in eğitmenlerinden teknik öğrenme şansına sahip oluyorsunuz. Dünyada bile sayılı olduğunu düşündüğüm bu etkinlik Aikido çalışanların tekniklerinde muazzam bir ilerleme sağlıyor. Teknik kalitesinin yükselmesinin yanı sıra bu etkinlik Türkiye’yi, sanatıyla, kültürüyle, doğasıyla, üniversiteleriyle ve kuşkusuz Aikido’daki yeriyle dünyaya tanıtma görevini üstlenmiş oluyor.
Bu yıl; 20 ülkenin gösterilerinin yer alacağı özel programımız 12 Mayıs 2018, Cumartesi günü saat 16:00’da ODTÜ Teknokent Spor Merkezi’nde olacak. Gösterimiz tüm izleyicilere açık ve ücretsizdir. Herkesi bekliyoruz…
Sorularımıza vakit ayırdığı için değerli Utku Havuç’a teşekkürlerimizi iletiyor ve Aikido kariyerinde başarılar diliyoruz.