Hepimizin hemfikir olduğu bir konu varsa, o da, öğretmenliğin dünya üzerinde icra edilen en özverili ve en kutsal mesleklerden biri olduğudur. Eğitim henüz çocuklar okula başlamadan evvel ailenin içinde başlıyor olsa da, çok az bir zaman sonra öğretim ile birleşerek okullarda devam ediyor. Okullarda eğitim ve öğretimi sağlayanlar ikinci anne babalarımız olan öğretmenlerimiz elbette. Üzerimizdeki emeklerinin, bize gösterdikleri sabır ve şefkatin karşılığını ödememizin asla mümkün olmayacağı öğretmenlerimiz tarafından şekillendirildik büyük ölçüde; hayallerimiz onlar tarafından teşvik edildi, kendimize güvenimiz en çok onlar sayesinde gelişti. Derin şükranlar duyarak yurdumuzun her yerinde gelecek nesilleri eğiten bütün öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlamayı bir borç biliyoruz. Bu arada hemen belirtelim: Öğretmenler Günü yalnızca bizim ülkemize ait bir özel gün değil.
Dünyanın farklı ülkelerinde farklı tarihçelere sahip bir “Öğretmenler Günü” var. Azerbaycan, İran, Hindistan, Malezya ve Slovakya Öğretmenler Günü’nü kutlayan ülkelerden yalnızca birkaçı. Türkiye’de kutlanan Öğretmenler Günü’nün ise önem bakımından ağır bir tarihçesi olduğunu söyleyebiliriz çünkü bizi Cumhuriyetimizin ilk öğretmenine, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’e götürüyor bu tarihçe.
Türkiye’de Öğretmenler Günü Tarihçesi
Türkiye’de her yıl 24 Kasım tarihi, Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor. Ancak, bu kutlamalar Cumhuriyet’in ilk yıllarından bu yana gelmiş uygulamalar değil. Belki şaşırabilirsiniz ancak Türkiye’de Öğretmenler Günü henüz kırk yaşında bile değil. Peki Türkiye, Öğretmenler Günü’nü kutlamaya neden ve hangi tarihte başladı?
Mustafa Kemal Atatürk’ün, Cumhuriyet Devrimi’nde en önemsediği mesele belki de eğitimdi. Yeni kurulan Cumhuriyet’i muasır medeniyetler seviyesine taşıyacak olan Cumhuriyet, nesillerinin eğitimli ve donanımlı olmasını, akla ve bilime dayalı bir eğitimsel yaşamı savunuyordu. Bunun için yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde Millet Mektepleri kurulmuştu. Bu okullar, okur-yazar olmayan halkı okur-yazar kılabilme çabasıyla bir eğitim seferberliği içinde açılmıştı ve Mustafa Kemal Atatürk, Millet Mektepleri’nin Başöğretmeni unvanını aldı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliğini kabul ettiği gün olan 24 Kasım 1928 yılı günümüz Öğretmenler Günü’nün kökenini oluşturur. 1981 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün 100. doğum yılı sebebiyle 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak ilan edilmiştir ve her sene hem Atatürk’e hem de öğretmenlerimize karşı duyulan büyük bir minnet duygusu içinde kutlanır.
Öğretmen Olmak…
Her öğretmenin hayalidir bir çocuğun, bir gencin hayatını değiştirebilmek. Bu nedenle, duygusal yönü oldukça ağır basan bir meslektir öğretmenlik. Öğrencilere dünyaya, canlılara, insana duyulan sevgiyi ve saygıyı, insancıl ve barışçıl idealleri, kısacası iyi bir insan, iyi bir birey olmayı öğretmek yalnızca ders kitaplarını takip ederek uygulanacak bir şey değildir. Öğretmenlerimizden öğrendiğimiz şeyler, ders kitaplarını aşar böyle bakıldığında. Öğretmenlerimizin bizlerle kurduğu şefkatli, sevecen ilişkiyi ömrümüz boyunca asla unutamayız. Hatalarımızda, yanlış davranışlarımızda bizleri doğru, iyi ve etik olana yönlendirme becerisi ve iyi bir öğretici olmalarının yanı sıra iyi bir dinleyici ve öğrenen de olmalarıdır öğretmenleri özel kılan. Elbette öğretmenlik mesleğini de… Bu özel günde Öğretmenler Günü hediyesi alarak, üzerinizde çok fazla emeği olan öğretmeninizi mutlu edebilirsiniz.
Bazen bizi annemizden babamızdan çok iyi, çok daha yakından tanıyan kişidir öğretmen. Bazen arkadaşça, bazen bir kahraman, bazen ise bir idoldür bizim için. Düşünün ki şimdi öğretmen olan kaç yetişkinin rol modeli bir zamanlar onu cesaretlendirmiş, onu sevmiş ve bağrına basmış iyi bir öğretmendi? Biliyoruz ki bu insanların sayısı çok. Öğretmenlik sabırla, şefkatle ve anlayışla örülü bir meslek; bir adanmışlıkla, idealist ve gelecekten umutlu bir bakışla kurulan bir yaşam olarak görülmeli. Üzerimizdeki emeklerini saygıyla ve sevgiyle kabul edip, teşekkür ediyoruz bütün öğretmenlerimize!
Öğretmenlikle İlgili Söylenmiş Sözler
Geçmişten günümüze öğretmenlik mesleği hep önemli ve değerli olmuştur. Geçmişte yaşamış büyük insanlar da bunun farkındalar idi. Bu insanların öğretmenlik sözleri, öğretmenliğin kutsallığını bir kez daha anlamamıza yardımcı olacak nitelikte. Bakalım geçmişte yaşamış önemli insanların öğretmenlikle ilgili düşünceler nelermiş?
- Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakar ve muhterem unsurlarıdır. – Atatürk
- Yeryüzünde öğretmenlikten daha onurlu bir tanımıyorum. – Diyojen
- Yeryüzünde barışı sağlayacak sihirli değnek analarla öğretmenlerin elindedir. Eğitim demek, vücutta ve ruhtaki güzelliği ve mükemmelliği son mertebesine kadar geliştirmek demektir. – Eflatun
- Muallimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr muallim ve mürebbilerini sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. – Atatürk
- Öğretmenler! Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister. – Atatürk
- Dünyada her şeye değer biçilebilir, ama öğretmenin eserine değer biçilemez. – Sokrates
- Heykeltıraş mermere ne ise; öğretmen de çocuğa odur. – Addison
- Öğretmenin etkisi sonsuzdur. Etkisinin nerede biteceğini kendisi de bilemez. – Henry B. Adams
- İyi bir öğretmen tarafızdır; herkese direnç, kendini denetleme ve ayarlama örneği olur. – Maurice Moffalt
- Öğretmenler için kimseye sağlanmayan olanakları yaratmak zorundayız. Bunu da bir an önce yapmalıyız; çünkü halk, her yönden yeterli bir eğitim görmezse, devlet, yeterince pişirilmemiş tuğlalardan örülen bir ev gibi çöküverir. Öğretmen, bir sanatçı gibi, işine büyük bir tutkuyla âşık olmalıdır. – Anton Çehov
- Öğretmenlik mesleklerin en az kazanç getireni, fakat insanı en çok ödüllendirenidir. – H.V. Dyke