İstanbul her köşesinde insani şaşırtmaya devam ediyor! Erenler Çay Bahçesi, tarihi yarımadayı ziyarete geldiğinizde uğrayıp mola vermeniz gereken duraklardan bir tanesi. Özellikle yemeği biraz fazla kaçırdıysanız, burada bir kahve içmeden dönmeyin. Hem de ne kahve – bu konuya sonra geleceğim!-
Tramvay yolunu takip ederek Sultanahmet’ten yukarı doğru çıktığınızda, İstanbul Üniversitesi’ni geçip Beyazıt bölgesine ulaşacaksınız. Sağ tarafta Çorlulu Ali Paşa Medresesi içinde bulunan Erenler Nargile ve Çay Bahçesi dışarıdan albenisi olan, “ben buradayım” diyen bir yer değil. Dışarıdan baktığınızda burada bir çay bahçesi olduğunu dahi anlamayabilirsiniz. Sadece bilenlerin gittiği, ancak müdavimi çok mekanlardan bir tanesi.
Hemen uyaralım, Erenler Çay Bahçesi için beklentiyi çok yukarıda tutmayın. Burası tahmin edebileceğiniz en salaş, en gelişi güzel yerlerden birisi olabilir. Nargile sağlığa zararlı, ancak burası nargile bahçesi geleneğini devam ettiren, popüler mekânların aksine ruhu olan bir yer. Tarihi yarımadada ve tarihi eserlerin, eski yapıların ortasında olması da bu durumu destekliyor.
İçeri girdiğinizde sizi sıra sıra nargileler, rengarenk nargile marpuçları karşılıyor. Ortam biraz isli ve de sisli haliyle! Sağ tarafta kapalı bir bölme var. Üzeri tente ile kaplı geniş bahçede ise küçüklü büyüklü iskemleler, ufak sehpalar bulunuyor. Oturulan yerler kilim döşemelerle dekore edilmiş. Benim favori köşem ise girdiğinizde sol arkada bulunan kısım. Hediyelik eşya dükkânının hemen önünde yer alan bu bölmede tavandan onlarca renkli süs avize sarkıtı asılmış. Nargile ve çay bahçesi konseptini daha da perçinleyerek ortamı iyice oryantal kılıyor bu rengarenk avizeler.
Ufak ince belli çayın yanı sıra burada popüler olan içeceklerin başında Türk kahvesi ve elma çayı geliyor. Ayrıca soda ve suları da şeffaf cam şişede, nostaljik ve mekâna yakışır türden. Garsonlar devamlı ellerinde çay dolu tepsiler ile “çay içen, çay içen, …, çayçeenn” diye sesleniyor. Kalktığınızda kahvenin yani sıra kaç tane çay ve elma çayı içtiğinize şaşırabilirsiniz. Zira mekân çok havadar olmamasına rağmen ambiyans sizi rahatlatıyor, sohbetler koyulaşıyor. Haliyle çayın kahvenin ardı arkası kesilmiyor.
Buranın kahvesi ise tam bir merak konusu! Kıvamı da tadı da rengi de bildiğimiz Türk Kahvesi’nden farklı. Bol köpüklü ancak köpükler telveye doygun. Rengi açık kahverengi ve içimi daha yumuşak, adeta sütlü gibi. Tahminimce içinde süt veya süt tozu var. Merak edip sorduğumda ise ser verip sır vermediler haliyle. Ben de çok beğendiğimi ve satıp satmadıklarını sordum. Kendilerine ait olmasına rağmen arada çok isteyen müşterilerine de veriyorlarmış. Kendim yaptım ancak ne makinede ne de cezvede aynı tadı ve kıvamı tutturabildim! Nereden temin ettiklerini sorduğumda ise bu özel kahveyi de Fatih’te bir kahveciden aldıklarını öğrendim. Hatta geçtiğimiz senelerde Fatih’teki o kahveciye de gittim. Tabelası dahi olmadığını hatırladığım, eski, neredeyse tarihi bir dükkândı. İçerde oldukça yaşlı bir amca ağır ağır kahve çekiyordu eski makinelerden. Kahveyi nereden alıyorsunuz, nasıl yapıyorsunuz, neden tadı böylesine güzel ve farklı dediğimde ise “Brazil kahve, Brazil kahve bu” dedi, başka da bir şey demedi. Dolayısıyla İstanbul’da en beğendiğim kahvenin tadının sırrını öğrenemedim ama, lezzet peşinde elimden geleni yapmış oldum! Ne yapalım biz de fırsat buldukça gider içeriz!
Erenler Çay Bahçesi her gün sabah saat 7’den gece 2’ye kadar hizmet veriyor. Konfor olarak beklentinizi yüksek tutmayın, ancak tarih kokan şehir İstanbul’un size bir köşesinde tuttuğu sürpriz dolu mekanlardan birinin de burası olduğunu unutmayın!
Adres: Molla Feneri Mahallesi, Yeniçeriler Cad. Çorlulu Ali Paşa Medresesi No:36 D:28, 34120 Fatih, İstanbul
Telefon: 0212 511 88 53
Hazır Fatih’e kadar gitmişken leziz mi leziz dönerlere ev sahipliği yapan Sedef Döner‘i ziyaret etmemek olmaz!