Ramazan ayı denilince akla ilk neler gelir? Sahur ve iftar sofraları değil mi? Peki, ya Ramazan sofrası denilince? Ramazan pidesi… Başka başka? Lezzetli mi lezzetli yemekler… En sonda? Tabii ki güllaç. O incecik görünümü, hafif tadı ve hoş kokusuyla Ramazan’da güllaç tarifi girmeyen ev yoktur herhalde.
Güllacın Ramazan ayıyla özdeşleşmesinin en büyük sebebi geleneksel olarak sadece Ramazan ayında piyasaya çıkması. Hal böyle olunca insan bir ay boyunca elinden geldiği kadar güllaç tüketmek de istiyor… (Kalori ve şeker açısından abartmamakta fayda var tabii. 200 gramında 300 kaloriden bahsediliyor zira.) Gerçi her ay bulabileceğimiz bir ürün olsa ona hak ettiği kıymeti verebilir miydik, bilemiyoruz.
Güllaç Nedir?
Güllaç tarifine geçmeden önce güzel mi güzel tatlısı yapılan güllacı yakından tanıyalım. Büyük ölçüde pirinç kağıdına, biraz da suda çözünen kağıtlara benzeyen bir tatlı nasıl da bu kadar efsanevi bir hal aldı?
Güllaç elbette kağıttan değil. Güllaç tatlısı yapma tarifleri kadar güllacın kendi tarifleri de çeşitli. Evet, gülle alakası var. Temel malzeme mısır nişastası. Ama güllacı daha iyi anlamak için tarihçesine ihtiyacımız var.
Güllaç ta 1400’lü yıllara, II. Murad dönemine kadar uzanır ve ilk tarifler Osmanlı mutfağında bu zamanlarda ortaya çıkar. Priscilla Mary Işın’ın hazırladığı Gülbeşeker: Türk Tatlıları Tarihi adlı kitapta üç tarif bulunduğu belirtiliyor: güllaç, yumurtalı güllaç ve tava güllacı.
Osmanlı halkı 15. yüzyılın ortalarına kadar mısır nişastasından yufka açarak biriktirir ve havayla kuruyan yufkaları süt ve şekerle ıslatıp yerdi. Bu basit tarife zaman içinde gül suyu da eklendi ve “güllü aş” zamanla güllaç adını aldı. (Küçük bir bilgi daha: Sütlaç da sütlü aştan gelir.)
Artık tarife geçebiliriz!
Güllaç Tatlısının Malzemeleri Neler?
Baş malzeme tabii ki güllaç. Marketlerden paketler halinde alabilirsiniz. Güllaç denince akla ilk gelen marka Saffet Abdullah ama taze olması şartıyla başka markaları da deneyebilirsiniz. Sosla birlikte yumuşatıldığında ağızda dağılan güllaç makbul, aklınızda olsun. Yumuşamıyorsa veya kayış gibi oluyorsa bir dahakine güllaç markasını değiştirin.
Ramazan tariflerinde hep söylediğimiz gibi, güllaç tatlısı tarifinde de ölçüler ve malzemeler kişiden kişiye göre değişebilir. Kimisi nar sever, kimisi sevmez. Kimisi gül suyu sever, kimisi sevmez. Kimisine şeker fazla gelebilir, kimisi de sütü bol ister. O yüzden, aslında güllaç tarifi çok basit de olsa ilk sefer her zaman deneme sayılabilir.
Vereceğimiz tarif yaklaşık 8-10 kişilik ama azaltmak isterseniz güllaç yaprağını yarıya indirebilirsiniz. Ama tabii şeker ve sütü de aynı ölçüde azaltmayı unutmayın.
Sos için malzemeler:
- 1 paket güllaç (10 yaprak)
- 1,5-2 litre pastörize süt (1 litre süt yaklaşık 4 bardak)
- 2-4 su bardağı şeker (sütle oranlamayı unutmayın)
- 2 yemek kaşığı gül suyu (isteğe bağlı)
- Ceviz (havanda dövülmüş veya rondoda çekilmiş, antep fıstığı ve badem de deneyebilirsiniz)
- Üzeri için malzemeler:
- Antep fıstığı, nar
Güllaç Nasıl Yapılır?
- Güllaç yapımı için pastörize sütü ısıtın. Fazla kaynak olmamasına dikkat edin.
- Süte şekeri katıp iyice karıştırın.
- Tercihen dikdörtgen şekilli bir borcama güllaç yapraklarını kırıp kırıp yerleştirin. Birinci katta bırakın.
- Güllacın birinci katına sıcak sütü dökün. Dövülmüş cevizlerden ince bir tabaka halinde serpin.
- Geldik ikinci kata. Yine güllaçları kırıp kırıp dizin. Ardından süt döküp ceviz serpin.
- Malzemeleriniz bitene kadar böyle kat çıkmaya devam edin.
- En son kata bolca süt ve ceviz ilave edin.
- Buzdolabında en az 2-3 saat dinlendikten sonra güllacınız hazır.
- Servis etmeden önce üstünü istediğiniz gibi süsleyebilirsiniz.
Daha İyi Bir Güllaç Tarifi İçin Tüyolar
Cevizle yaptığınız güllaç koyu renkli olur. Pastanelerdeki gibi beyaz olsun isterseniz ceviz katmadan üstüne fındık, hindistancevizi, nar ve benzeri şeyler ekleyerek servis edebilirsiniz. Ama tatlı tarifleri, özellikle de sütlü tatlılar denince aklınıza ilk gelen görüntü değil lezzetse tarifimizi uygulayabilirsiniz.
Afiyet olsun!