Yaşam alanlarının ve ortak kullanım bölgelerinin temiz olması sağlık açısından son derece önem teşkil etmektedir. Dezenfektan kullanmak, güvenli ve korunaklı alanlar yaratmaya olanak sağlamaktadır. Dezenfektanların yeterli bir seviyede kullanılması bakteri ve mikroorganizmaların etkili bir biçimde ortadan kaldırılmasına yardımcı olmaktadır. Dezenfektanların çoğu mantar ve virüslere karşı etki edebilme gücüne sahiptir.
Dezenfektanın rolünün etkili bir şekilde gerçekleşebilmesi için yüzeyde doğru bir şekilde kalması gerekmektedir. Kirli nesneler veya yüzeyler dezenfektanın etkisini tam olarak göstermesine engel olabilmektedir. Yapacağınız dezenfeksiyon işlemi öncesi elleriniz ya da yüzey alanı kirlerden arındırıldıktan sonra kullanılırsa daha verimli ve etkili bir dezenfeksiyon işlemi gerçekleşebilecektir.
Salgın ve enfeksiyonların sıklıkla yaşandığı son dönemlerde dezenfektan ürün çeşitliliği de artmıştır. En iyi el dezenfektanları kişinin hassas cildine zarar vermeyecek olanlardır. Hassas ve kuru ciltlilerin ellerine zarar vermeyecek ve aşırı dozda kullanılmaması gereken bu ürünleri tercih edebilirsiniz.
Dezenfektanlar Virüs ya da Bakterilerle Mücadelede Etki Sağlar mı?
Salgın hastalıkların artması ile birlikte virüsten korunma yöntemleri de çeşitlenmektedir. Korunma yollarının çaresini arayan bireyler hijyen standartları gereği koruyucu ekipmanlara ihtiyaç duyabilmektedir. Günümüzdeki en önemli sorunlardan biri bulaşıcı hastalıklardan yayılan virüslerdir. Hijyen açısından bu virüslere karşı korunmanın sayısız yolu ortaya çıkmıştır. Vücudun ve çevrenin hijyeni için kullanılan dezenfektan maddeler bu alanda önemli ürünler arasında yerini korumaktadır.
Görünen ya da görünmeyen kirlerin vücuttan uzaklaştırılmasında dezenfektanlar büyük etki sahibidirler. El dezenfektanı önerileri göz önünde bulundurulduğunda cildi kurutmayacak ve tahriş etmeyecek olanların tercih edilmesi gerektiği önemle vurgulanmaktadır.
Katı, Sıvı ve Gaz Çeşitleriyle Dezenfektanlar
Dezenfektan çeşitleri, birkaç başlık altında sıralanabilmektedir. Katı halde bulunan antibakteriyel özelliklere sahip dezenfektan içerikli ürünlerin varlığından söz edilebilmektedir. Gaz halde olan dezenfektanlar makineler yardımı ile geniş alanları temizlemede kullanılmaktadır. Sıvı dezenfektanlar ise günümüzde en sık tercih edilen ürünler arasında yer almaktadır.
Günlük hayatta ellerin temizliği için sürekli olarak dezenfektan türlerini yanınızda taşıyabilirsiniz. Bunun yanı sıra jel dezenfektanlar, su ihtiyacı gözetmemesi açısından bireyler tarafından son derece beğenilmektedir. Her anınızda taşınabilir boyuttaki yapılarıyla kolay bir şekilde kullanabilirsiniz. Tüm bu dezenfektan çeşitliliği virüs ve bakterilerle mücadele etme konusunda bireye geniş bir kullanım imkanı sunmaya yardımcı olmaktadır.
Sprey Formları ile Kolayca Uygulanmaya Yardımcıdır
El temizliğinde hijyen sağlayan ürünlerden biri de dezenfektan spreylerdir. Dezenfektan spreylerin birçok çeşidi bulunmaktadır. El için olan dezenfektan spreyler cilt yapısı ile uyum sağlayan içeriklerle üretilmiştir. Yüzey hijyenini sağlamak için üretilen dezenfektan spreyler el teması için uygun değildir. Mikroorganizmaları önlemek ve ortadan kaldırmaya yardımcı olmak için kullanılmaktadırlar.
Sprey formda oluşları dökülmelerin önüne geçmeye yardımcıdır ve püskürtülerek daha kolay bir kullanım vadetmektedir. Sprey ambalajları sayesinde yeterli miktarın kendinizce aktarılabilmesine olanak sağlayabilirsiniz. Çeşitlerine göre ister elinize isterseniz de yüzeylere sprey formda olan dezenfektanları kullanabilirsiniz. Ergonomik ambalajları sayesinde nitelikli bir kullanım gerçekleştirmenize yardımcı olacaktır.
Dezenfektanların Özellikleri ve Etkisi
Mikropların yok edilmesi için dezenfektanların içerisindeki alkol oranının yeterli seviyede bulundurulması gerekir. Etil alkol ve isopropil alkolün kombinasyonu uyum içerisinde eklenmiş olmalıdır. En çok tercih edilen el dezenfektanı genel olarak aşağıdaki özelliklere sahip olmaktadır.
- En iyi el dezenfektanları genelde %80 oranında etil alkol içeren ürünlerdir.
- El dezenfektanları alkollü ya da alkolsüz seçeneklere sahip olabilmektedir.
- 2-5 saniye içerisinde bakteri ve virüslerin büyük bir kısmını yok eder.
- Dezenfektanlar, kullanımdan itibaren, herhangi bir zemine ya da yere dokunana kadar etkili olmaktadır. Herhangi bir temasın ardından tekrar kullanılması önerilir.
- Katı, sıvı ve gaz olarak kullanım imkânı, dezenfektanlar ile mümkün olmaktadır.
Alkolsüz dezenfektanlar içerisinde bulunan maddeler, virüslerde azalma eğilimi göstermeye yardımcı olsalar da alkollü dezenfektanlar kadar etki sağlamazlar. Bu nedenle içeriğinde %60 ila %95 oranında alkol bulunan el antiseptiğine sahip olmanız virüslerle mücadelede daha yerinde bir karar olacaktır.
Kolonyaların Virüslere Karşı Etkisi
Dezenfektanların yanı sıra kolonya çeşitleri de bakteri ve virüsleri ortadan kaldırmada etkili olmaktadır. Dezenfektanların bulunmadığı alanlarda içerisindeki bileşenlerine göre kolonyalar da virüslerle mücadele edebilme özelliğine sahiptir. Kolonyalar güçlü içeriklere sahip ürünlerdir. Kolonya türleri piyasada çok çeşitlilik göstermektedir. Kolonyaların temel üretim formülizasyonu aynı olmakla birlikte birbirinden farklı içerikli kolonya çeşitleri mevcuttur.
Alkol oranı ve esanslarıyla kolonyalar çok çeşitlidir. Kolonyalar; çeşitlerine, üretim amaçlarına ve kullanım yerlerine göre farklı etil alkol oranına sahip olabilir. Birçok esansa sahip kolonya türü bulunmaktadır. Kolonya satın alırken ve kullanırken dikkat etmeniz gerekenler şu şekildedir;
- Kolonya kullanımı virüslere karşı etkilidir. Fakat en az 70 derece, mümkünse 80 derece alkol içeren kolonyalar tercih edilmelidir.
- Kolonya kullanımının ardından kapak kapatılmalıdır. Zira açık bırakılan kapaklar, alkol derecesinin düşmesine neden olabilmektedir.
- Kolonya satın alırken güvenilir markalar tercih edilmelidir.
- Kolonyalar da dezenfektanlar gibi, herhangi bir zemin ya da maddeye temas edene kadar etkisini sürdürmektedir.
Farklı Esansa Sahip Çeşitleriyle Öne Çıkan Kolonyalar
Kolonyalar gün içerisinde yoğun olarak kullanılmaktadır. Kolonya esansları bireyin zevkine uygun olarak tercih edilebilmektedir. Ferahlatıcı ve hoş kokuları virüslerde etki sağlarken hoş bir kokunun aktarılmasını desteklerler. Limon kolonyası yeterli alkol oranına sahip sıklıkla tercih edilen ürünler arasında yer almaktadır. Çam kolonyaları genellikle Bolu yöresinde üretilmektedir. Bölgenin en önemli kaynaklarından biri olan çamların eşsiz kokusunu yansıtmaktadır.
Tütün kolonyaları, uzun süreli etkisi ile bilinmektedir. Rahatlamak ve ferahlamak için tercih edilen ya da virüslere etki sağlamak açısından yardımcı olan bir diğer ürünler lavanta kolonyalarıdır. Oldukça hoş ve doğal bir kokuya sahiptir. Tüm bunların yanı sıra markaların üretmiş oldukları birbirinden farklı kolonya seçeneği bulunmaktadır. Kendinize ve cildinize uygun kolonya seçeneklerini tercih edebilirsiniz.
Kolonya alkol oranı içerisindeki alkol derecelerine göre değerlendirilmektedir. Kolonyaların içerisinde genellikle 70 ve 80 derece alkol bulundurulmalıdır. Kolonyalarda %80-96 oranında etil alkol bulunmaktadır. Kolonyaların içerisinde geriye kalan malzemeler ise; su ve kokularına göre esanslardan oluşmaktadır. Kolonyalar uzun ömürlü oluşları ile konforlu bir kullanım sunmaya yardımcı olur.
“Kolonya mikropları öldürür mü?” sorusu kolonya severler tarafından özellikle bu dönemde sıklıkla merak edilmektedir. Kolonyaların içerisinde bulunan alkol oranı virüsleri, bakterileri ve mikropları ortadan kaldırmada yardımcı olmaktadır. Bu nedenle alkol oranı bir kolonyada ne kadar yükselirse virüs ve bakterilerin yok olması o denli daha hızlı ve önlenebilir seviyelerde gerçekleşebilecektir.
Kolonyaların mikropları öldürücü bir özelliği bulunmaktadır. Bir nevi dezenfektan özelliğine sahiptir. Ancak bilinmelidir ki kolonyalar yüksek dirence sahip ve kolay bir şekilde yok olması muhtemel olmayan virüsler üzerinde beklenen performansı sağlayamayabilir.
Burada öncelikli olan alkol oranının son derece yüksek olmasıdır. Ancak kolonyalar virüsle mücadelede önemli bir temizlik malzemesi olarak yerlerini korurlar. .
Sabunların Virüsle Mücadeledeki İşlevi
Saf ve temiz içerikleri ile bilinen sabunlar virüslerle mücadele etme konusunda en iyi seçenekler arasında yer almaktadır. Eller dezenfektan ya da kolonya çeşitleri ile buluşmadan önce sabunlu su ile yıkanarak daha etkili bir hijyen gerçekleştirilmesinde olanak sağlamaktadır. Sabunlar yapılan araştırmalara göre el jellerinden daha etkili bir temizliği sizlere sunmaktadır. Gün içerisinde en çok kullandığınız eller ağız ya da burun kısmına dokundurulması ile virüsleri bedeninize taşıyabilmektedir.
Virüsleri yalnızca su ile atmak mümkün olmamaktadır. Aynı zamanda antibakteriyel özelliklere sahip sabunlar bu alanda oldukça başarılı bir etkiye sahiptir. Sabun içerisinde amfifil olarak bilinen yağlar bulunmaktadır. Bu maddeler yapısal olarak virüslerle mücadele anlamında etki sağlamaktadır. Sabun normal kiri ya da bakterileri bu özellikler yardımı ile uzaklaştırmaya yardımcı olmaktadır. Ortalama 20 saniye sabunla yıkanan eller, virüs, bakteri ve mikropların tamamen yok olmasını sağlamaktadır.
Sabun kullanımının önemi ve sabun kullanırken dikkat edilmesi gerekenler şu şekildedir;
- Ortak tuvalet kullanırken mümkün olduğu kadar sıvı sabun kullanmanız önerilmektedir. Zira katı sabun, üzerinde bakteri barındırabilmektedir.
- Ellerinizi, en az 20 saniye sabunla ovuşturarak yıkamanız, virüs ve bakterilere karşı oldukça etkilidir.
- Hassas bir cilde sahipseniz, kullanacağınız sabunun içerdiği maddeleri araştırmanız, gerekirse cilt doktorunuzdan bilgi almanız önerilmektedir.
- Eğer sıvı sabun kullanıyorsanız, sabunun kabını tekrar doldurmadan önce iyice yıkadığınızdan emin olmanız gerekmektedir. Çünkü sıvı sabun havayla temas ettiğinde, uzun süre aynı kabın içerisinde kalırsa bakteri üretmeye başlayabilmektedir.
Sabunun Temizlikteki Önemi
Sabun yapısında polar ve apolar kısımlar bulunmaktadır. Polar kısımlar su gibi maddelerle çözünürken, apolar kısımlar yağ gibi maddelerin çözünmesinde etki sağlamaya yardımcı olmaktadır. Sabun kirleri bu sayede temizlemeye destek olmaktadır. Ellerinizi sabunla yıkadığınızda sabun virüsün genetik materyalini koruyan zarın yapısındaki yağ moleküllerinin çözülmesine yardımcı olmaktadır. Bu sayede zarın yapısı bozulur ve virüs enfeksiyon yapma özelliğini kaybedecektir. Mutlaka gün içerisinde ellerinizi en az 20 saniye boyunca detaylı bir şekilde sabun ve su ile yıkamaya özen göstermelisiniz.