1908 yılında hizmete giren Haydarpaşa Garı İstanbul-Bağdat demiryolunun başlangıç istasyonu olarak inşa edilmiştir. 100 yılı aşkın süre ayrılıkların, kavuşmaların, umutların, başlangıçların, bitişlerin sahnesi, en çok da eski Türk filmlerinin vazgeçilmez mekanı olmuştur. Haydarpaşa Garı, Anadolu’dan batıya gidenler için son duraktır, Avrupalı kardeşi ise Sirkeci Garı’dır. 2. Abdülhamit döneminde 2 yıl içinde inşa edilen garın yapımında Alman mimarlar ve İtalyan taş ustaları çalışmıştır. Dış görünüşündeki heybeti kadar, içinin albenisi ve işçiliği de güzeldir. 2010 senesinde çıkan büyük yangınla beraber büyük bir deformasyona uğradığını hatırlarsınız. Bu yangından sonra çatısı çökmüş ve üst katı kullanılamayacak seviyede zarar görmüştür. 2012 senesinden itibaren ise hızlı tren projeleri kapsamında Haydarpaşa Garı’nın faaliyetine son verilmiştir. Gar şimdilerde zaman zaman festivallere ve organizasyonlara ev sahipliği yapıyor. Oysa Haydarpaşa Garı’nın güzelliğini yakından görmek için festival beklemenize veya yeniden tren seferleri düzenlenmesine gerek yok. Zira hem gözünüze, hem midenize, hem kulağınıza hitap eden Kadıköy’ün kalbinde, boğazın ortasında harika bir mekan öneriyoruz sizlere; Haydarpaşa Gar Lokantası Mythos!
Şimdilerde Haydarpaşa’ya trenler gelmese de müdavimleri geliyor. Garın tarihi gibi, lokantanın tarihi de anılarla dolu. Haydarpaşa Gar Lokantası gar ile aynı yaşta ve yaklaşık 110 yıldır ayakta. Önceleri gelip geçenler, yolcular lokanta müşterilerini oluşturuyormuş. Tabi ki devamlı tren ile seyahat eden yolcular da zaman içinde müdavimleri olmuş. Şuan Egeli Mythos ile işbirliği yapan mekan, tarihi dokusunun üzerine bir de Ege lezzetleriyle bezenmiş. Hem tarih kokan hem de özel lezzetleri olan gurme bir restoran halini almış.
Lokanta kapısı denize bakıyor, şehrin ışıklarının suya vuruşunu kapıdan seyredebiliyorsunuz. İçerisi tablolar, ünlü isimlerin portreleri ile dolu, tarihi dokusunu hissettiriyor. Çinilerle bezeli duvarlar yıllara meydan okuyor. Lokantanın iç kısmı olan bu yer çok sıcak ve samimi. Fakat orta kısımda kalan mutfağı geçerek arka bahçede oturmayı da tercih edebilirsiniz.
Arka bahçe dediğimiz aslında istasyonun ta kendisi, trenlerin kalktığı peronların olduğu kısım. İçerde oturuyorsanız bile çıkın ve istasyona bir göz atın, boşta duran ve üzerine graffitiler çizilen eski trenlerin kokusunu içinize çekin, hemen sağda boğaza bir göz atın. Eski Türk filmlerini hatırlayın, elinde tahta bavulu ve umutlarıyla trenden inip ilk kez İstanbul’a gelen, çıkar çıkmaz boğazla karşılaşan Anadolu insanı. “Seni yeneceğim İstanbul!” klişesi de işte tam burada doğmuştur herhalde. Kimini yener, kimine yenilir belki ama, esas olan İstanbul’un muhteşem güzelliğidir aslında. Hem başka hangi şehirde garın içinde restoran, restoranın içinde boğaz, boğazın içinde gar var sahi?
Göze fazlasıyla hitap eden mekanda, gelelim lezzetlere. Burada “Gurme” ve “Normal” olmak üzere iki tip fix menü seçebiliyorsunuz. En güzel tarafı da beğendiğiniz tatları bittikçe sınırsız olarak isteyebiliyorsunuz. Biz tabi ki gurmeyi seçtik. Hem içkimizi istediğimiz gibi seçtik, hem mezeleri denedik, hem de mekanın özel ana yemeğini tatmış olduk.
Gurme menüde dokuz çeşit meze var ve sınırsız. Deniz mahsullü mezeler ve patlıcanlı olanlar favorilerimiz oldu. Ara sıcaklarımız Mythos Börek, hellim kızartma ve kalamardı. Kalamar Ege’den geldiği için olsa gerek, oldukça lezzetli ve güzel pişirilmişti. Ortaya gelen Mythos salata, dibindeki köz patlıcan ile damaklarımıza güzel bir sürpriz yaptı. Doğrusu, şimdiye kadar denediğimiz bir salata değildi ve çok çok hoşumuza gitti. Güne ve mevsime göre özel olarak çıkan ana yemeğimiz fırında soslu balık yoğun tadıyla farklı ve özel bir lezzetti.
Mythos’ta her Çarşamba, Cuma ve Cumartesi canlı müzik programı var. Akşam 8-9 gibi başlayan Türk Sanat Müziği tıngırdamaları gecenin ilerleyen saatlerinde canlanıyor ve fasıl – pop karışımı olup, 45’liklere kadar gidiyor. Ellerimiz havada eğlenirken, tatlı ve meyvelerle lezzet şölenini tamamladık.
Mezeli, müzikli ve tarihi bir mekan olan Mythos, Anadolu yakasında merkezi bir akşam eğlencesi seçeneği olarak gidilecekler listesinde yer almalı. Tabi buranın bir gar lokantası olduğunu unutmamak lazım; tuvalet paralı ve restorana bağlı değil! :)
Adres: Haydarpaşa Mahallesi, Tarihi Haydarpaşa Gar Binası, Kadıköy, İstanbul
Telefon: 0216 337 09 79
Pizzayı seviyorsanız, İstanbul’da pizza yiyebileceğiniz en güzel yerler için tıklayın!