İstanbul’un her semti ayrı bir dokuya sahip, her bir semtte gezecek onca yer var! Hiç şüphesiz bu farklı dokuların oluşumundaki en büyük rolü de semtlerin mekânları üstleniyor. Yedikule’nin eski meyhanelerinden olan Safa Meyhanesi yalnızca semtin değil İstanbul’un imza mekânları arasında yer alıyor. Yedikule Kapısı’nda geçip içeriye doğru yürüdüğünüzde, mahalle içinde ufak binaların arasında kiremit rengi kendi halinde bir bina göreceksiniz. Yüksek tavanı, sarkıt lambaları, ortadaki kocaman cam detaylı avizesi ile sizi 100 yıl öncesine kadar götürüyor. Meyhaneler arasında otantiklik ve doğallık sıralaması olsa Safa başı çekebilir. Duvarlardaki gömme cam dolapların içine dizili Kulüp Rakı’lar mekânı süslüyor. Tahta masa ve sandalyeler ahşap bina ile uyum içinde. Beyaz örtülü meyhaneye erken saatlerde gelirseniz henüz bos halini yakalayabilir, o muazzam eski ama tertemiz görüntü ile karşılaşabilirsiniz. Safa’dan içeri girdiğinizde içinizde adeta anneannenizin evini ziyaret etmişsiniz hissi uyanıyor.
Lezzetlere gelince; mezelerden tekmil fava, köz patlıcan, şakşuka, köpoğlu favoriler arasında. Aşina olmayanlar için, tekmil sözcüğü tamamlama, bitirme anlamına geliyor. Tekmil fava da bildiğimiz sade favanın üzerine ince kıyılmış, hafif kavrulmuş soğan, zeytinyağı ve dereotu karışımının eklenmesi ile elde ediliyor. Yani bir deyişle yarım kalan sade fava tamamlanıyor. Daha çok İzmir civarında bu tür favaya rastlayabilirsiniz. Ancak İstanbul’da da birçok meyhane favayı tam tekmilli yapıyor.
Ara sıcaklarda başı paçanga böreği çekiyor. Safa Meyhanesi’nde ambiyans ve tarihi doku tüm lezzetlerin önüne geçse de en meşhur yiyecek ne diye sorarsanız cevap belli: paçanga böreği! Ana yemeklerden köfte ve ciğer en çok tercih edilenler arasında. Köfte anne köftesi kıvamında. Elle kesilen, ev modeli patates kızartmasının masaya gelmesiyle bitmesi bir oluyor inanın! Malum böyle patates kızartması yapan yer bulmak zor. O sebeple kaç kişi olduğunuza göre yedekli sipariş etmekte fayda var! Tatlı tercihinizi fırında tahin tatlısından yana kullanabilirsiniz.
Buranın bir diğer özelliği ise Kulüp Rakı noktası olması. Her yerde satılmayan bu geleneksel rakı sadece tarihi dokusunu koruyan meyhanelerde bulunabiliyor. Duvarlarda rakı âdâbını anlatan yazılar var. Müzik kalabalık durumuna göre var ile yok arasında, arka planda öylece tıngırdıyor.
Safa Meyhanesi müdavimlerine muhabbetin koyulaştığı, nezih bir ortam sunuyor. O nedenledir ki bir aşırı aşkın süredir İstanbullular tarafından tercih ediliyor. Çalışanlar uzun süredir oradaymış hissi veriyor insana. Hem beyaz örtülü bir restoran havasında, hem de salaş. Çalışanlar masalarla ilgili, ancak bu ilgi sizi rahatsız etmeyen seviyede, bir meyhane adabında. Kısaca Safa Meyhanesi deneyimini tek bir cümle ile özetleyecek olursak; sizi tarihin eski sayfalarına götüren, sevimli bir mahalle meyhanesi deneyimi yaşatıyor diyebiliriz.
Mekân aynı zamanda birçok filme de ev sahipliği yapmış. Kabadayı, Av Mevsimi ve Gönül Yarası filmlerinden hatırlayabilirsiniz. Kendilerini anason kokulu meyhane olarak tanımlıyorlar. Haklılar da 100 yıllık muhabbet, 100 yıllık anason kokusu duvarlara sinmiş! İçeri girer girmez hissediyorsunuz. Burada yaşanmışlık var!
Yazları arka bahçe açılıyor, ancak içerisi çok daha keyifli! Ne yapın edin, İstanbul’un bu güzide mekanına yolunuzu düşürün. İster aracınızla, isterseniz de toplu taşıma ile rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Marmaray’dan Kazlı Çeşme durağında indiğinizde kısa bir yürüme mesafesi ile Yedikule zindanlarını geçerek Safa Meyhanesi’ne ulaşıyorsunuz. Kesinlikle İstanbul’da görülmesi gereken meyhaneler listesinde!
Adres: Yedikule Mah., İlyasbey Cad., No:121, 34107 Fatih, İstanbul
Telefon: 0212 585 55 94