Tarihi Hocapaşa Meydanı İstanbul’un gastronomi merkezlerinden biri. Şehzade Cağ Kebap, Namlı Rumeli Köftecisi, Kasap Osman, Filibe Köftecisi, Can Oba derken küçük sokak lokantalar cennetine dönüşmüş durumda. Meydanda yer alan Hocapaşa Camii’den ismini alan bölgenin kendine özgü bir atmosferi var. Özellikle Ramazan’da sokaktaki masa ve sandalyelerin sayısının artıp iftar sofralarının kurulmasıyla bu atmosfer pekişiyor. Hocapaşa Meydanı İstanbul’da Ramazan’ın kalabalık ve neşeli iftar atmosferini en güzel deneyimleyeceğiniz yer. Burası aynı zamanda biz Sonradan Gurmeler’in de uğrak noktası. Ekipçe sık ziyaret etmeyi seviyoruz. Hocapaşa’da yemek yemekten en çok keyif aldığım yer ise Şehzade Cağ Kebap. Burası kesinlikle İstanbul’da en iyi et yiyeceğiniz yerlerden biri! Cağ kebapta ise açık ara birinci.
Özcan Bey gençliğinde Erzurum’da etçilikle uğraşmış. Sonra İstanbul’a gelerek bu yöresel lezzeti İstanbullular ile buluşturmuş. Mekan 1989 yılından beri Sirkeci’de faaliyet gösteriyor. Sabah saat 6.00’da işbaşındalar. Öğle servisine kadar eti hazırlıyorlar ve Sirkeci’de hızlı bir gün daha başlıyor.
Türkiye’nin her yerinden et alıyorlar. Özellikle Trakya, Balıkesir, Ankara ve Eskişehir’den mevsimine göre kuzu eti karkas olarak geliyor. Kemiği, siniri özenle ayıklanıyor ve ete yalnızca soğan, tuz, karabiber eklenerek terbiye ediliyor. Cağ kebabı yan yatık döner gibi düşünebilirsiniz. Ancak içindeki et, döner eti ile aynı değil. En önemli farkları ise; et dönerin tadı zenginleştirmek ve mukavemeti sağlamak için içine konulan kıymanın cağ kebapta bulunmaması. Cağ kebabın içinde yağ parçaları var ve takılan etler dönerdekine göre daha kalın. Ayrıca kesilme aşamasında döner gibi incecik kesilmiyor. Servis şişlerine ustalıkla geçirilen et, bıçak yardımıyla biraz kalınca kesilerek hızlıca servis ediliyor ve masanıza geliyor. Her bir şişte belli oranda yağ da olmalı ki cağ kebap lezzeti yerini bulsun. Kesilen etler asla ızgaraya, ısıtmaya girmiyor.
Mekan küçük fakat size tavsiyem yemeden önce ocağın önünde durup kebabın pişmesini ve kesilmesini izleyin. Dönen kebaptan akan sular, yağın ve etin kızarması ağız sulandırmayacak gibi değil. Hatta kesildiği gibi şişten et yemenin tadına da varmanızı öneririm. Sıcaklığı ve sululuğu saniye kaybetmeden damağınızda hissetmek harika!
Her eti olduğu gibi, cağ kebabı da az pişmiş yemek gerekiyor. Yumuşacık et ağızda dağılıyor. Bu lezzeti yedikçe yiyebilirsiniz. Zaten siz dur diyene kadar şişler masanıza gelmeye devam ediyor. Bir porsiyonda iki şiş var, önerim tek tek sipariş etmeniz. Cağ kebapta et kadar yağın lezzeti de ön planda. Dilerseniz yağının az olmasını isteyebilirsiniz fakat, kebabın hakkını kesinlikle yağlı yiyerek verebilirsiniz.
Garnitür olarak manda ve inek karışımı olan mis gibi kaymaklı yoğurt, bol malzemeli çoban salata, ezme ve sumaklı soğan alternatifleri bulunuyor. Ayrıca kebap köz biber ile servis ediliyor. Cağ kebabın yanında aradıklarım yalnızca iyi bir lavaş ve güzel bir yoğurt. Buradaki lavaş el açması, yoğurt ise özel olarak yapılıyor. Özellikle yoğurdun bu lezzeti tamamladığını düşünüyorum. Lavaşın kritik rolü ise, çatal kullanmadan etleri sıyırmanızı sağlıyor ve kebabın yağı, suyu ekmeğinizde kalıyor. Mekandaki tatlı seçeneği ise Erzurum’un meşhur kadayıf dolması.
Tarihi Hocapaşa Meydanı’nda bulunan küçük mekanın içerde, dışarda ve asma katında oturabilirsiniz. Pazar günleri ise kapalı. İstanbul’da en lezzetli eti yiyeceğiniz bu mekanı mutlaka gidilecekler listesine ekleyin! Şimdiden afiyet olsun!
Şehzade Cağ Kebap Adres: Ankara Cad. Hocapaşa Sok. No:4 34110 Sirkeci İstanbul
Telefon: 0212 520 33 61