Mandalay, Myanmar’ın ikinci büyük şehri. Eskiden Myanmar’a başkentlik de yapmış. Şimdilerde de ülkenin ticaret ve eğitim şehri diyebiliriz. Gezginler genellikle Bagan’a gitmeden önce Mandalay’a uğrayıp kısa sürede kaçıyorlar ama aslında bu şehir muhteşem güzellikler barındırıyor. Myanmar kısa bir süre önce turizme açılmış bir ülke, bu yüzden özellikle Mandalay gibi aşırı turistik hale gelmemiş şehirlerini gezmek oldukça keyifli. Ülkenin kültürünü anlamak, gerçek hayatı görmek açısından da yararlı.
Mandalay’da şehir içinde görülecek yerlere yürüyebilir ya da bisikletle gidebilirsiniz. Gün boyu sizi gezdirecek şekilde taksi ayarlamak da oldukça yaygın.
Şehrin en önemli yeri Royal Palace. 1861 yılında Kral Mindon tarafından yaptırılmış. Etrafı su kanalları ve duvarlarla çevrili, başlıbaşına bir şehir aslında. Tam ortasında Royal Palace yer alıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında zarar gören yapılar, restore edilmiş. Şu an oldukça iyi durumdalar. Ağırlıklı olarak tik agacı kullanılarak inşa edilmiş.
Royal Palace’ın bulunduğu alanın 4 kapısı var fakat turistler sadece doğu kapısından girebiliyor. Kapıdan sonra yaklaşık 1 km yürüyüp Palace’a ulaşıyorsunuz. İçeride ilk dikkat çeken yer taht odası. Eski kral ve kraliçenin birer balmumu heykelini koymuşlar buraya, eski günleri canlandırmışlar. Binalar arasındaki turunuzu bitirdikten sonra gözlem kulesine çıkmanızı öneririm. Şehre tepeden bakabilirsiniz böylece.
Şehir merkezindeki önemli bir başka yer de kutsal Mandalay Tepesi. Burası özellikle güneş batışını izlemek için tercih edilen bir yer. Zirveye ulaşmanın iki yolu var. Ya araçla çıkacaksınız ya da çoğunluğa uyup 1729 basamağı tırmanacaksınız. Mandalay Tepesi kutsal kabul edildiği için Myanmar’daki diğer tüm tapınaklardaki gibi merdivenlerde ayakkabı ve çorabınızı çıkartmanız gerekiyor. Yukarıya çıkarken aralarda minik minik tapınaklardan geçiyorsunuz. Zahmetli de olsa tepeye tırmandığınızda sizi harika bir manzara bekliyor. Güneş batışı ise şiirsel….
Mandalay Tepesi’nden inince de Kuthodaw Pagoda’ya uğrayabilirsiniz. Bu tapınakta dünyanın en büyük kitabı sergileniyor. Her sayfası 107 cm x 153 cm x 13 cm boyutunda taş tabletlere yazılmış bir kitap bu. 729 tabletin her biri ayrı bir stupanın içinde sergileniyor. 1900 yılında tabletlerdeki yazılar 400 sayfalık 38 ciltten oluşan bir kitap olarak basılmış!
Mandalay’ın etrafında da gezilecek çok yer var. Özellikle U-Bein köprüsü turistlerin akın ettiği bir yer. Genellikle güneş doğuşu veya batışında kalabalık oluyor. Köprünün özelliği 1,2 km’lik uzunluğuyla dünyanın en uzun ve en eski tik agacından yapılma köprüsü olması. 1850 yılında inşa edilmiş. Hala sağlam ve günlük hayatta kullanılıyor.
Mandalay’ın dışında kaçırılmaması gereken bir yer de Sagaing Tepesi. Göz alabildiğince manastır ve tapınakla dolu bir yer. Çok etkileyici bir atmosferi var. Önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde Myanmar daha turistik bir ülke haline gelince adını çok duyacağımız bir yer olacak burası.
Mandalay’ın etrafında iki tarihi kent daha var. Bunlardan biri Mingun. Motor veya taksi ile karayolundan ya da Mandalay’dan kalkan feribotlarla nehirden ulaşabilirsiniz. Mingun’un en önemli yeri Mingun Pathodawgyi. Burası bitmemiş bir pagoda. Yapımı tamamlansaymış eğer 150 metre yüksekliğinde dünyanın en büyük pagodası olacakmış. Tamamlandığı yere kadar pagodanın üstüne çıkabilir, Mingun’a yukarıdan bakabilirsiniz. Bitmemiş pagodanın hemen yakınında da dünyanın en büyük ikinci “kullanılabilen” çanı duruyor. Bir başka önemli tapınak da bembeyaz Hsinphyumae Pagoda.
Diğer tarihi şehir ise Inwa. Yine eski başkentlerden biri. Defalarca yıkılıp yeniden yapılmış ama en son 1839’daki depremde terkedilmiş bir yer. Çeşitli manastırlar ve tapınaklara ev sahipliği yapıyor. Eski sarayın olduğu yerde ise şu an her an yıkılabilecekmiş gibi görünen bir gözlem kulesi var. Bu alan eski yapıları gezmenin ötesinde civarda yaşayanların hayatını görmek açısından etkileyici bir yer.
Mandalay, insanlarının doğallığı, güzel yemekleri, etkileyici tapınakları ile gezilmesi gereken bir yer…
Yorumlarınızı bekliyoruz!
Şimdi Asya’dan Avrupa’ya uzanalım ve İspanya’nın başkenti Madrid’de yapabileceğiniz 11 şeye göz atalım!