Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan biri olan Machu Picchu’ya ev sahipliği yapan Cusco, Peru’nun, hatta Güney Amerika’nın en turistik yerlerinden biri. Şehrin tarihi yerleri Machu Picchu ile sınırlı değil. 3.400 metre yüksekliğe kurulmuş bu şehirin etrafından tarih fışkırıyor.
Şehrin merkezinde Plaza de Armas adlı meydan bulunuyor. Bu meydanın etrafında pek çok tarihi yapı bulunuyor. Meydanın kendisi ise hediyelik eşya dükkanları, tur şirketleri ve restoranlarla dolu. Geleneksel kıyafetlerini giymiş şekilde ve hatta yanlarında minik lama yavrularıyla pek çok Quechua yerlisi bu alanda turistlere satış yapmaya çalışıyor.
Iglesia La Compania de Jesus ve Cusco Katedrali görülmeye değer yapılardan. Cusco Katedrali’nde Colomb sonrası döneme ait sanat eserleri ve tarihi eserler de sergileniyor. Aynı zamanda bu katedral Unesco Dünya Mirası Listesi’nin de bir parçası.
Cusco’nun en sevimli ve eğlenceli yeri ise bar, cafe ve restoranlara ev sahipliği yapan, aynı zamanda güzel el sanatı örnekleri bulabileceğiniz bohem mahallesi San Blas. Bu mahallede bir de İncaların taş işçiliğindeki başarılarının bir örneği olan 12 açılı taşı görebilirsiniz.
Merdiven çıkma performansınıza güveniyorsanız San Blas Mahallesi’nden yukarı çıkan merdivenleri takip edip beyaz İsa heykeline ulaşabilirsiniz. Cusco’yu yukarıdan izlemek için de güzel bir nokta burası.
Şehir merkezinde bir de pazarlara gitmenizi öneririm. San Pedro kapalı pazar yeri şehrin kalbinin attığı yerlerden biri. Hem hediyelik eşya alışverişi için hem de meyve-sebze alışverişi için aradığınız yer. Meyve suyu tezgahlarında son derece az bir fiyata çeşit çeşit taze sıkılmış meyve suyu içebilirsiniz.
Gelelim tarihi kalıntılara. Cusco şehir merkezine en yakın tarihi kalıntılar için merkezden yürüyerek veya taksi ile Sacsayhuaman’a gidebilirsiniz. Dev taşlarla inşa edilmiş kale şeklindeki bu İnca yapısına manzarası için gitmeye değer. Eğer Temmuz ayında Cusco’yu ziyaret ediyorsanız burada Inti Raymi festivaline denk gelebilirsiniz.
Cusco’dan yaklaşık 1 saat uzakta Pisac kasabası var. Burada da İnkaların yaptığı yarım daire şeklindeki terasları görebilirsiniz. Bir de her pazar günü buranın meydanında büyük bir pazar kuruluyor.
Machu Picchu’nun da bir parçası olduğu Sacred Valley’de İnka kalıntıları ile dolu pek çok köy var. Günlerce gezebilirsiniz buralarda. Bu alanda yer alan 12 tarihi kalıntıyı 10 gün boyunca gezmenizi sağlayacak bir Boleto Turistico (Turistik Bilet) de alabilirsiniz hepsini gezmek isterseniz.
Gelelim Machu Picchu planlarına. Öncelikle şunu vurgulamam gerekir. Eğer Cusco’ya uçakla geliyorsanız hemen ertesi gün Machu Picchu’ya gidecek şekilde plan yapmayın. İrtifa dolayısıyla rahatsızlık yaşayabilir veya daha kolay yorulabilirsiniz. En iyisi 1-2 gün Cusco’da kalıp irtifaya alışırken bir yandan da şehir merkezi ve Sacred Valley’de gezmeniz.
Machu Picchu’ya gitmek için çeşitli yöntemler var. En popüler iki yöntem trenle veya trekking yaparak gitmek. Trekking rotalarından en ünlüsü 5 gün süren İnca Trail. Bu rotayı yürümek için aylar öncesinden rezervasyon yaptırmanız gerekebiliyor. Çünkü her gün bu rotayı yürüyebilecek kişi sayısına kısıtlama getirilmiş durumda.
Machu Picchu gezisi için ise Aguas Calientes kasabasında konaklamanız gerekiyor. Buradan tarihi kente minibüslerle veya trekking yaparak ulaşabiliyorsunuz. Dünyanın en turistik yerlerinden biri olduğu için ve her gün binlerce insan ziyaret ettiği için Machu Picchu girişleri sabah ve öğlen olmak üzere ikiye ayrılmış durumda.
Alanın en ünlü yerlerinden biri olan Huayna Picchu’ya tırmanıp Machu Picchu şehrininin muhteşem kuş bakışı fotoğraflarını çekmek için ise ayrıca bilet almanız gerekiyor. Buraya tırmanmak isteyenler için en iyi seçenek sabah bileti alıp öğlen de Huayna Picchu’ya tırmanmak. “Genç Zirve” anlamına gelen Huayna Picchu en yüksek rahibe ev sahipliği yaparmış ve rahip her gün güneş doğuşunda Machu Picchu’ya inip yeni günün doğuşunu müjdelermiş.
Machu Picchu tarihi şehir kalıntıları ve muhteşem terasları ile son derece etkileyici bir yer. Tarihi kalıntıların arasında dolaşan lamalar da bonus olarak gününüzü şenlendirecek. Tarihi 1450’lere dayanan bu şehrin insanlarının bir anda İspanyolların baskısı ve çiçek hastalığı ile yok olması ve sonrasında dağlarda yer alan bu şehrin unutulması ise çok acı…