Güneydoğu Asya’ya bir seyahat planlıyor ve gerçekten şaşırmak istiyorsanız Myanmar’daki Yangon şehrine uğrayın derim. Bir yanda “betel” çiğnemekten dişleri kıpkırmızı olmuş, “longyi” adı verilen eteklerden giyen erkekler; diğer yanda yanaklarına güzelleşmek ve güneşten korunmak için “thanaka” kremi sürmüş kadınlar ve çocuklar… Adeta alıştığımız dünyanın dışında bir yer. Ne yana baksanız enteresan bir şeyle karşılaşabiliyorsunuz.
Yangon’u daha iyi gözlemlemek için turistik yerlerden biraz uzaklaşmak için en güzel şeçenek “circular train”e binmek. Bu turistik bir hat değil, şehrin etrafında, banliyölerinde dolaşan yuvarlak bir hat. 50 kuruş gibi komik bir paraya biletinizi alıp üç saat boyunca trenin keyfini sürebilirsiniz. Trene binen seyyar satıcılardan alacağınız kuruyemişler ve meyvelerle aç da kalmayacaksınız üstelik!…
Yangon’un en önemli yeri Schwedagon Pagoda. Burası Myanmar’ın en kutsal Budist tapınağı kabul ediliyor. Dört farklı Budha’ya ait parçaların bulunduğu pagodanın dünyanın en eski Budist anıtı olduğuna dair de söylentiler var. Burası içeriye girdikten sonra saatlerce çıkamayacağınız, huzurlu atmosferine kendinizi kaptıracağınız bir yer. Özellikle güneş batışına doğru giderseniz hem gündüz halini hem de gece aydınlatılmış halini görebilirsiniz. Güneş batışı da bir harika oluyor burada. Pagodaya girerken ayakkabılarınızı ve çoraplarınızı çıkartmanız gerekecek. Bu sebeple tam öğlen saatinde gezerseniz ayaklarınızın sıcaktan yanması olası…
Bir diğer önemli tapınak da Sule Pagoda. Günümüzde daha çok bir dönel kavşak görevi yapıyor gibi görünse de Sule Pagoda da şehrin en kutsal sayılan yerlerinden biri.
Yangon tarihi yapılarla modern yapıların bir arada olduğu bir yer. İngiliz döneminden kalma kolonyal binalar bir yanda, özellikle expatlara yönelik yapılan residanslar diğer bir yanda. Şehrin eski kısımları sokak sokak keşfedilesi.
Sokak pazarları bir harika ve ilginç. Sokaklarda bol bol antikacılarla karşılaşabilirsiniz.
Alışveriş için en keyifli ve uygun yer Bogyoke Aung San Market. Bu kapalı pazar yerinde turistik pek çok ürün satılıyor. Hediye alışverişlerinizi bu pazarda tamamlayabilirsiniz. Pazartesi günleri kapalı olduğunu alışverişinizi planlarken göz önünde bulundurmanızı öneririm.
Yangon kalabalık ve yorucu bir şehir. Biraz dinlenmek isterseniz People’s Square Park’a gidebilirsiniz. Sokakların aksine son derece temiz ve huzurlu bir park burası. Şehirde iki tane de göl var. Biri daha çok çiftlerin tercih ettiği Inya Gölü. Diğeri ise Kandawgyi Göleti. Her iksinde de koşu yapanlar, bisiklet sürenler, piknik yapanlar dolu. Kandawgyi Göleti’nde bir de ünlü restoran var. Burma Krallığı’nın gemisinin bir replikası gölette bulunuyor ve restoran olarak hizmet veriyor. Enteresan bir yer.
Yemekler ise diğer Güneydoğu Asya ülkelerindeki gibi bir harika. Hint mutfağının etkisi oldukça fazla. Samosalar, naanlar, tandooriler her yerde. Diğer Asya ülkelerinden farklı olarak da bir sürü salata çeşidi bulabilirsiniz restoranlarda. Mutlaka denemenizi önereceğim şey ise çay yaprağı salatası. Bunun dışında yeşil domates salatası ve avokado salatası da benim favorilerimden…
Yangon’da Çinli nüfus da az değil. Yemek için tercih edebileceğiniz yerlerden biri, hatta en keyiflisi Çin mahallesi. Burada yan yana pek çok açık hava restoranı bulunuyor. Restoranlara girip birer sepet alıyor, bu sepete tezgahlarda sergilenen yiyeceklerden istediğinizi dolduruyorsunuz. Çeşit çeşit mantarlar, sebzeler, deniz ürünleri, etler, tavuklar… Ne ararsanız var. Bunları ızgarada pişirip sıcacık servis ediyorlar. İnsanın kolay kolay kendini kaybedip delice yiyeceği yerlerden.
Yangon gezinizde bir an olsun fotoğraf makinanızdan ayrılmayın. Sizi pek çok sürpriz bekliyor olacak…