Sürekli duyduğunuz, gazetelerde ve televizyonlarda gördüğünüz Fashion Week nedir, neden bu kadar önemlidir hiç düşündünüz mü? Bu yazımızda Fashion Week ile alakalı detaylı bilgileri, hatta bu organizasyon ile alakalı belki hiç bilmediğiniz diğer şeyleri bulabilirsiniz.
Fashion Week Nedir?
Türkçe’ye çevrildiğinde moda haftası anlamına gelen Fashion Week, markaların yeni koleksiyonlarını sergilemek için düzenlenen bir organizasyondur. Her yıl iki kere yapılan Fashion Week’e en ünlü markaların yanı sıra ismini duymadığımız pek çok marka katılmakta. En ünlü Fashion Week şehirleri sırasıyla: New York, Londra, Milano ve Paris’tir. Dört şehrin ortalama olarak sadece % 25’lik payını lüks markalar kaplar.
Fashion Week’in de bir başlangıç sebebi bulunmakta. Fransa’da düzenlenen moda şovlarına, 2. Dünya Savaşı sırasında Amerikalıların ve moda çalışanlarının gidememesi üzerine Press Week adıyla başlamıştır. Bu önemli organizasyon, modayı Fransız etkisinden çıkarmak ve Amerikan modacılarına da şans vermek için iyi bir fırsat olmuştur. New York Fashion Week, Press Week adıyla başlar ve zamanla gördüğü ilgiyle büyüyerek bugünkü halini alır. Vogue gibi ünlü moda dergileri, bu sayede Amerikan modacılara da sayfalarında yer vermeye başlar.
Modayı Fashion Week belirler.
Fashion Week, seneye giyilecek elbiseleri, formları ve renkleri belirler. Aynı zamanda ayakkabı, çanta, aksesuar ve makyaj modasının belirlenmesine de öncülük eder. Moda nereden geliyor diye soracak olanlara cevabımız: Fashion Week! Örneğin geçen sene podyumlarda gördüğümüz parlak cilt (strobing tekniğini), bugün günlük hayatımızda trend olmuş durumda. Sağlıklı ve parlak bir cilde sahip olmanın sırrı da aydınlatıcı kullanmak!
Yapıldığı ülkenin ekonomisine katkı sağlar.
Fashion Week organizasyonun ülke ekonomisine çok büyük katkıları bulunmakta. 2012 yılında yapılan New York Fashion Week, ülke ekonomisine 850 milyon dolar katkı sağladığı belirtilmiştir. 2015 Londra moda haftası, UK ekonomisine 30 trilyon getiride bulunmuştur. Paris moda haftası, mağazadaki satışlar da dahil olmak üzere ekonomiye 430 milyon dolar katkı getirmiştir. Milano moda haftası ise ülke ekonomisine ortalama 11.6 milyon katkı yapıyor.
Oturma düzeni vardır.
Kaynak: runwaynews.com
Fashion Week’te nereye oturursan o’sundur. Organizasyonda belirli bir hiyerarşi vardır ve oturma düzeni de buna göre belirlenmektedir. Ön sıraya Vogue, Elle, Harper’s Bazaar gibi dergilerin editörleri; çok ünlü isimler ve en popüler bloggerlar oturur. İkinci sıraya ise moda dergisi editörleri, o markanın ünlü perakende müdürleri ve butik alıcıları oturur. Arka sıralara ise B sınıfı bloggerlar, tasarımcının arkadaşları ve çalışanlar içindir.
Bu organizasyona herhangi bir organizasyon gibi bilet alabilmek mümkün değildir. Ancak davetiye ayrıcalığı ile orada bulunabilirsiniz.
İlk sırada oturanlar o markanın ürünlerini giyerler.
Kaynak: elleuk.com
Tıpkı organizasyon kadar orada bulunan kişiler de dikkat çeker. İlk sırada oturan kişiler, hangi markanın şovu varsa o markanın giysilerini giyerek izlemeye gelirler.
Moda, şehre göre belirlenir.
Kaynak: backstagefashionweek.com
Moda haftası dünyanın her yerinde yapılsa da; New York, Londra, Milano ve Paris’te yapılanlar en önemlileridir. Buralarda tercih edilen moda, şehre göre belirlenir. New York moda haftası daha spor şeylerle göz önünde olurken; Londra moda hafası daha yenilikçi bir tutumla ele alır modayı. Milano, daha çok abartılı tasarımların olduğu bir yer olduğu için özel tasarım ve el dikimi lüks elbiseler ile karşımıza çıkar.
Bir tasarımcı farklı markalar ile ön plana çıkabilir.
Kaynak: celebmafia.com
Bir tasarımcı hem kendi adını taşıyan markanın şovunda hem de başka markaların şovunda karşımıza çıkabilir. Bu konunun en iyi örneği Karl Lagerfeld’dir. Moda Haftalarında Karl Lagerfeld’ı hem kendi adını taşıyan markasının şovunda hem de Chanel ve Fendi’de görebilmek mümkün. Alexander Wang de geçen seneye kadar şahsi markası ve Balenciaga markasının tasarımlarını beraber sürdürmekteydi. Marc Jacobs da Louis Vuitton’da tasarım yaparken kendi markasına yoğunlaşmak için 2014’te görevinden ayrılmıştı. Bu gibi örnek tasarımcılar hem kendi kreatif direktörü olduğu markalarda hem de kendi markalarında veya işbirliği içinde olduğu markalarla birden fazla gündeme gelebilir.
Her markanın kendi klasikleri vardır: Renkler, tasarımlar ve işbirlikleri.
Kaynak: vogue.com
Her markanın bildiğimiz üzere bir kişiliği vardır ve bu markaların adını duyunca bile hemen aklımızda resimler oluşur. Mesela Dolce & Gabbana diyince daha etnik, çiçekli elbiseler çantalar aklımıza gelirken; Balenciaga derken daha özgün formlarda olan ancak çok daha sade olan elbiseler gelir. Markaların moda haftası klasikleri sadece tasarımlarıyla bitmez, aynı zamanda manken seçimiyle de keskindir. Oscar De La Renta ve Diane Von Fürstenberg podyumunu Karlie Kloss’suz, Chanel podyumunu Cara Delevingne olmadan hayal edemeyiz. :)
Backstage’de olanları biliyor muydunuz?
Duyumlara göre gördüğümüz şovlar maksimum 20 dakika gibiyken arka sahnede bekleme sırası 2 saat gibi uzun zaman alabiliyormuş. Her şov için otuzdan fazla makyaj artisti görev alır. Ünlü manikürcü Deborah Lippmann, 9 şovda 2000 oje şişesi kullanıldığını ifade etmiştir. Bizim için çok fazla olan bu rakam, arka tarafta işlerin ne kadar önemsendiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Sadece sahne arkasında olanlar değil, şovlar hazırlanırken ve o hafta olan olaylar da ilginçtir. Gelenlerin hepsi için özel hediyeler hazırlanır sandalyelerin altında ve o hafta, Fashion Week davetlileri için özel partiler düzenlenir.