“Dünyada her şey kadının eseridir.”

Kadın Hakları

Kadınların erkeklerle eşit şekilde sahip olduğu sosyoekonomik, siyasi ve yasal haklar anlamına gelen kadın hakları kavramı özellikle 19. yy’da büyük önem kazanmıştır. Geçmişten günümüze çeşitli kurum ve kuruluşlarda kadınların karşılaştıkları sorun ve ayrımcılıkların giderilmesiyle ilgili mücadeleler yürütülmektedir. Aynı amaçla içinde bulunduğumuz yüzyılın başlarından bu yana tüm dünyada 5 Aralık bir mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanmaktadır.

5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü

Kadın Hakları Günü

Dünya Kadın Hakları günü her yıl 5 Aralık’ta tüm dünyada kadınların daha insanca yaşama isteğini ifade ettikleri bir mücadele, yardımlaşma ve dayanışma günü olarak kutlanmaktadır. Dünya Kadın Hakları Günü, kadın sorunlarının gündeme getirilmesi, yaşanan problemlere çözümler üretilmesi ve bu konuya olan farkındalığın arttırılması anlamında önemli bir gündür. Kadının güçlendirilmesinin, çalışma alanlarının genişletilmesinin, eğitim, sağlık, istihdam, hukuk, siyaset gibi alanlarda eşit haklara sahip olmasının altının çizildiği bu gün, demokratik bir toplum inşasına zemin hazırlama açısından da ehemmiyet gösterilmesi gereken bir gündür.

Ülkemizde Dünya Kadın Hakları Günü’nün kutlandığı 5 Aralık tarihinde kadınlar için ayrıca bir önemli gelişme daha meydana gelmiştir. Kadınların her alanda ileri bir seviyede olmasını arzu eden Mustafa Kemal Atatürk, birçok Avrupa ülkesinden önce 5 Aralık 1934 tarihinde Türk kadınına “Seçme ve Seçilme Hakkı” tanımıştır. Üstelik 1934 yılında dünyada kadınların yasal olarak milletvekili seçme ve seçilme hakkında sahip olduğu sayısı 28, bu hakkın kullanıldığı ülke sayısı ise yalnızca 17 idi. Türkiye Cumhuriyeti’nde kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanındığı 1934’de Avrupaki çoğu gelişmiş ülkede bile kadınlar bu hakka sahip değillerdi. Seçme ve seçilme hakkı kadınlara Fransa’da 1944, İtalya’da 1945, Yunanistan’da 1952, Belçika’da 1960, İsviçre’de ise 1971 yılında tanınmıştır.

Kadın Hakları Bildirgesi

Kadın Hakları Bildirgesi

1791 yılında Fransız yazar Olympe de Gouges, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ne tepki olarak Kadın Hakları Bilgigesi’ni hazırlamıştır. Çünkü Fransız Devrimi sürecinde hazırlanan İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi sadece erkekler için geçerliydi. Gouges’in hazırladığı 226 yaşındaki Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi kadınların hukuki, politik ve sosyal alanda erkeklerle eşit kılınmasının altını çizmektedir.

Kadın Hakları Bildirgesi’nde yer alan bazı maddeler şu şekilde:

  • Kadın özgür doğar ve yaşamını erkeklerle eşit haklara sahip olarak sürdürür.
  • Her siyasi topluluğun amacı, kadının ve erkeğin doğal ve daimi haklarını korumaktır. Bu haklar özgürlük, güvenlik, mülkiyet ve özellikle baskıya karşı koymaktır.
  • Devletin egemenliği, kadınların ve erkeklerin birliği olan ulustan kaynaklanır.
  • Kadınlar ayrıcalıklı haklara sahip değildir. Kadınlar erkeklerle birlikte aynı yasalara tabidir
  • Yasaların suçlu bulduğu kadına, yasaların öngördüğü yaptırımlar uygulanmalıdır.
  • Hiç kimse fikirlerinden ötürü mahkum edilemez. Kadın idam sehpasına çıkma hakkına sahip olduğu gibi, konuşma kürsüsüne çıkma hakkına da sahiptir.
  • Devletin idari giderleri için kadınlardan ve erkeklerden eşit katkı talep edilir. Kadınlar üzerlerine düşen bu ödevi yerine getirdikleri için meslek, iş ve mevkilerin paylaşımına da katılırlar.
  • Kamu harcamalarına erkeklerle birlikte katılan kadınlar, resmi makamlardan mali konularda bilgi alma hakkına sahiptir.
  • Hakların güvence altına alınmadığı ve güçler ayrılığının kabul edilmediği bir toplumun anayasası yoktur. Ulusu oluşturan bireylerin çoğunluğunun yapımına katılmadığı yasa yoktur ve geçersizdir.
  • Yasalar sadece zorunlu olan, açık ve kesin cezalar koyar. Kadınlar, suç teşkil eden eylemden önce ve yasalara başvurulmaksızın cezalandırılamaz.

Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi, kadınlar için sadece basit bir karşıt tasarı değildir. Bu bildirgede sık sık ulusu oluşturan iki cinsiyet bulunduğu ifade edilmiştir. Bu bildirgede Gouges’in esas görüşü “eşit hakların ve eşit görevlerin karşılanması gerekliliği”dir. Bu sebeple bu bildirgenin en bilinen ve en önemli sözü olan şu ifade ortaya çıkmıştır: “Kadın darağacına çıkma hakkına sahip olduğu ölçüde konuşmacı kürsüsüne çıkma hakkına da sahiptir.”

Türkiye’deki Kadınların Yaşadığı Temel Sorunlar

Kadın Hakları Kadın Sorunları

  • Aile içi şiddete ve kabadayılığa maruz kalmak
  • Toplumsal ve kültürel baskı
  • Eğitim-öğretim imkanlarından yoksun bırakılmak
  • Çalışma hakkından yoksun bırakılmak
  • İş yerinde ayrımcılık ve gelir adaletsizliği

Türkiye’de Kadın Hakları Neler?

Kadın Hakları Türkiye

Siyasal Haklar: Atatürk’ün ileri görüşlülüğü ve kadına verdiği önem neticesinde Türk kadınının siyasal haklardan faydalanması birçok Avrupa ülkesinden önce olmuştur. 1934 tarihli ve 2599 sayılı yasayla kadına milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanınması bunun en güzel örneğidir.

Yasal Haklar: Türk kadının bazı yasal hakları şu şekildedir: Monagamik yani tek eşle evliliğin sağlanması, süreli evlenmenin yasaklanması, evlenmeye zorlanmanın yasaklanması, boşanma hukukunda eşitliğin getirilmesi ve resmiyete bağlanması, kadına şiddet uygulanmasının yasaklanması, miras bölümünde eşitlilik.

Ekonomik Haklar: Türk kadının bazı ekonomik hakları ise şunlardır: Maden ocakları, kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altı ve su altında çalışılacak işlerde kadın çalıştırılması yasaktır. Sanayiye ait işlerde kadınların gece çalıştırılması yasaktır. Kadın işçilerin doğum öncesi ve sonrası toplam 12 haftalık yasal izin süreleri vardır. Aynı durumdaki kadınlara isteği üzerine ücretsiz izin verilebilir. Gebe ve emzikli kadınların hangi işlerde ve hangi ş artlarda çalıştırılabileceği tüzüklerle düzenlenmiştir. Çocuklu kadınların çocuklarının bakımının temin edileceği kreşlerde hukuken sağlanmak zorundadır. Emzikli kadın işçilerin çocuklarına süt vermek için, belirtilecek süreler işçinin günlük işsüresinden sayılır.

Türkiye’de Kadınların İmzası Bulunan Bazı İlk’ler

Kadın Hakları İlkler

  • 1892: İlk Türk kadın romancı Fatma Aliye Hanım “Muhadarat” adlı ilk romanını kendi adıyla yayımladı.
  • 1909: İlk Türk kadın siyasetçi Emine Semiye Hanım Osmanlı Demokrat Fırkası yönetim kuruluna seçildi.
  • 1913: Belkıs Şevket Hanım uçağa binen ilk Türk kadın unvanını aldı.
  • 1920: İlk Türk kadın avukat Süreyya Ağaoğlu (Ahmet Ağaoğlu’nun kızı) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu.
  • 1920: İlk Türk kadın tiyatro sanatçısı Afife Jale İstanbul’da sahneye çıktı.
  • 1921: Dr. Safiye Ali Almanya’da tıp eğitimini tamamlayarak ilk Türk kadın hekim olarak tarihimizdeki yerini aldı.
  • 1930: İlk kadın belediye başkanı Sadiye Ardahan Artvin-Yusufeli/Kılıçkaya Beldesi’den seçildi.
  • 1933: Aydın’ ilinin bugün ilçe statüsü taşıyan Karpuzlu köyünde ilk kadın muhtar Gül Esin yaklaşık 500 oy alarak seçildi.
  • 1935: İlk kadın doğum uzmanı Dr. Pakize İzzet Tarzi kadın hastalıkları ve doğum alanında uzmanlık eğitimini tamamladı. Tarzi, İstanbul Boğazı’nı yüzerek geçen ilk kadın unvanını da taşıyor.
  • 1936: Eskişehir Askeri Hava Okulu’ndan mezun olan Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen dünyanın ilk kadın savaş pilotu oldu. Gökçen ertesi yıl Dersim Harekâtı’na da katıldı.
  • 1950: Yıldız Moran 18 yaşında iken İngiltere’ye fotoğrafçılık eğitim almaya gitti ve böylelikle “Türkiye’nin akademik eğitim almış ilk kadın fotoğrafçısı oldu.”
  • 1971: İlk kadın bakan Dr. Türkan Akyol atandı. Akyol aynı zamanda ilk kadın rektördü.
  • 1993: Türkiye’nin ilk kadın başbakanı Tansu Çiller hükümeti kurdu.
  • 2001: Denizli Belediye Başkanı Ali Aygören tarafından işe alınan Fatma Kasapoğlu Türkiye’nin ilk kadın belediye otobüsü şoförü oldu.
  • 2005: Tülay Tuğcu Anayasa Mahkemesi’nin ilk kadın başkanı seçildi ve dolayısıyla Yüce Divan’ın da ilk kadın başkanı oldu.
  • 2006: Dünyanın en yüksek noktası Everest’te zirveye tırmanan ilk Türk kadın dağcı Eylem Elif Maviş oldu.

Atatürk ve Kadın Hakları

Kadın Hakları Atatürk

  • Ey kahraman türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.
  • Milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır. Bundan dolayı kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir.
  • Dünyada her şey kadının eseridir.
  • Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.
  • Kadınlar içtimai hayatta erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır.
  • Tarlalarda erkeklerle birlikte çalışan, kasabalarda pazar yerine giden, yumurta ve tavuğunu satan, ondan sonra kendisine gerekenleri bizzat satın alan, çalışmalarının hepsinde kocalarına yardımcı olan kadınlar!.. Ben bu kadınlar arasında kocalarından daha iyi işten anlayanlara ve hesap yapanlara rastladım.
  • Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur.
  • Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!
  • Bizim toplumumuz için ilim ve fen lazım ise, bunları aynı derecede hem erkek hem de kadınlarımızın iktisap etmesi lazımdır.

Kadınlarla ilgili bir diğer önemli gün: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü!

Önceki YazıSonraki Yazı