Şehri ikiye ayıran dev bir duvarla, Nazilerle, İkinci Dünya Savaşı ile tarihte acılı bir şekilde yerini almış olan Berlin günümüzde müzeleri, gelişmiş sanayisi ve çılgın partileri ile son derece popüler bir destinasyon haline gelmiş durumda.
Turistik aktivitelerin başında Nazi Almanyası ile ilgili müzeler geliyor. Bu müzelerin içinde en farklı olanı Topography of Terror. Nazilerin eski control odasının olduğu alan bugün müze haline getirilmiş. Soykırım planlarının yapıldığı ve uygulandığı yer burası. Soykırım kurbanlarından ziyade bunu gerçekleştirenlerin anlatıldığı bir yer. İkinci Dünya Savaşı ve Naziler hakkında bilgi almak için gidilebilecek diğer bir yer de katledilen Yahudilere adanan 2.711 taş bloktan oluşan ve alt katında kurbanların mektupları ve fotoğraflarının sergilendiği etkileyici bir müze bulunan Holocaust Memorial. Almanya’nın daha kapsamlı tarihi ile ilgili bilgi edinmek için ise Tarih Müzesi’ne (Deutsches Historisches Museum) gidebilirsiniz.
Şehrin olmazsa olmazlarından bir diğeri ise Checkpoint Charlie adlı sınır kapısı. Berlin Duvarı’ndaki en ünlü sınır geçişi olan bu kapı günümüzde de bir sınır kapısı gibi görünüyor, hatta burada pasaportunuzu damgalatabiliyorsunuz. Yıkılan Berlin Duvarı’nın 1,3 km’lik bir kısmı halen varlığını sürdürüyor. East Side Gallery adı verilen bu kısım dünyanın değişik ülkelerinden gelen sanatçıların resimleri ile canlanmış. Zamanında savaşın ve ayrımcılığın sembolü olan bu duvar sanatın ve özgürlüğün sembolü haline gelmiş.
Bu kadar karamsar müzeyi gezdikten sonra modunuzu değiştirip biraz da sanata yer verelim derseniz Spree Nehri üzerinde yer alan Museum Island bünyesindeki sanat müzelerini gezebilirsiniz. Çağdaş sanat sevenlerin uğraması gereken yerler ise Hamburger Bahnhof ve KW Institute for Contemporary Art. Berlin’de sanat müzelerle sınırlı değil! Her an herhangi bir sokakta dev bir grafiti ile karşılaşabilirsiniz. Özellikle Friedrichshain, Kreuzberg and Prenzlauer Berg mahalleleri sokak sanatının zirve yaptığı yerler. Eski binalar, depolar birer sanat eserine dönüşmüş durumda. Grafitiler turla da gezilebiliyor.
Berlin’in en önemli yerleri arasındaki Brandenburg Kapısı ve Reichstag Parlamento Binası’nı da görmek lazım. Parlamento Binasını gezmek ücretsiz fakat önceden rezervasyon yaptırmak ve tura pasaportla gitmek gerekiyor. Parlamento Binası’nın cam kubbesinden görülen Berlin manzarası son derece güzel. Berlin’e yukarıdan, çok yukarıdan bakmak için ise adresiniz 368 metre yükseklikteki Fernsehturm TV Kulesi olmalı.
Biraz da Berlin’in kıpır kıpır taraflarından parklar, bahçeler ve partilerden bahsedeyim.. Mauerpark ve Tiergarten Berlinlilerin keyif yapmak için takıldığı parklar. Pazar günleri Mauerpark’ta dev bir bit pazarı kuruluyor. Burada vintage ürün avına çıkabilirsiniz. Ayrıca Pazar günleri parkın içindeki amfi tiyatroda karaoke yapılıyor. :) Keyifli pazar yerlerinden bir diğeri de Markthalle Neun. Perşembe geceleri düzenlenen Street Food Thursday’de değişik mutfaklara ait pek çok yiyecek bulabiliyorsunuz. Berlin’in en ünlü yiyecekleri ise currywurst ve döner kebap!
Berlin’in farklı noktalarından bir başkası ise eski bir havaalanı olan Tempelhof Feld. Artık havaalanı olarak değil bir park olarak kullanılıyor. Güneşlenenler, bisiklet sürenler, kaykay yapanlar, uçurtma uçuranlar ve mangalcılarla dolup taşan bir yer. Havaalanı binası ve altındaki tüneller ve sığınaklar turla gezilebiliyor.
Gelelim eğlenceye.. Berlin’de sabaha kadar partileyebileceğiniz pek çok yer var ama daha farklı bir şey yapmak, örneğin Spree Nehri’nin ortasında bir havuz partisine katılmak ister misiniz? Cevabınız “evet” ise Badeschiff’e gitmelisiniz. Berlin seyahatiniz kış mevsimine denk geldiyse de üzülmeyin, kışın havuzun üstü kapatılıyor. Son olarak, Berlin’de gezerken “Burası eskiden Doğu Almanya mıydı, Batı Almanya’mıydı?” diye merak ettiğiniz anda en yakın trafik ışığına bakın. Batı Almanya’daki trafik lambaları alışkın olduğumuz şekildeyken Doğu Almanya tarafındakiler şapkalı bir adam figürü şeklinde.