Kyoto, Japon kültürünün, tarihinin kalbi olan bir şehir. Tokyo’dan önce Japonya’nın başkentiymiş zaten. Günümüzde Japonya’nın diğer şehirlerinin aksine gökdelenlerle dolmamış, hala binaların nisbeten alçak olduğu, tapınaklarla, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan mekanlarla ve rengarenk kimolonarı ile dolaşan geyşalar ile dolu bir yer. Benim için Japonya’nın en ilgi çekici ve en keyifli yeri.
Şehirde yapılacak çok şey, gezilecek çok tapınak var. Önerim Kyoto’ya gitmeden önce tapınaklar hakkında biraz araştırma yapıp en çok hoşunuza gidecek bir iki tanesini seçmeniz. Mutlaka görmeniz gereken, belki de Japonya’nın en ünlü tapınağı Fushimi Inari’yi ise listenize almayı unutmayın.
Fushimi Inari, 711 yılına dayanan tarihi ve sahip olduğu 10.000’den fazla torii kapısı ile Japonya’nın en görkemli tapınaklarından biri. Torii kapılarının tamamını geçerek tamamlanan yürüyüş rotası 1,5-2 saat sürüyor. Bu kapıların tamamı bağışlarla yapılmış. Bağış miktarına göre kapıların büyüklükleri değişiyor. Bağış yapan kişiler ise bu tapınağı her yıl başarılarının devamını dilemek üzere ziyaret ederlermiş.
Kyoto’da önereceğim diğer bir tapınak da Kiyomizu-dera. Kiraz ağaçlarına bakan ahşap terası ile oldukça güzel bir yer. Kiyomizu-dera’nın bulunduğu bölgedeki bir başka güzel tapınak ise Yasaka. Özellikle kat kat pagodası oldukça hoş. Bu iki tapınak arası da yürümek için oldukça keyifli. Ninen-zaka ve Sannen-zaka adlı alışveriş caddelerinde başınızı döndürecek kadar çok hediyelik eşya dükkanı bulabilirsiniz. Hazır burada gezerken bir de matcha tozundan yapılan tatlılardan yemeyi unutmayın. Çok taze tüketilmesi gereken ürünler olduğu için bir gün içerisinde bitirmeniz gerekiyor.
Yine bu alanda Kyoto’nun en ünlü mahallelerinden biri olan Gion var. Burası kimonoları ile dolaşan gerçek geyşaları görebileceğiniz, geyşa kültürünün hala devam ettiği restoranlarla ve çay evleri ile dolu bir yer. Geyşaların kıyafetlerine özenirseniz siz de kimono kiralayıp Kyoto sokaklarını bu şekilde gezebilirsiniz, özellikle Asyalı turistlerin çok sevdiği bir yöntem.
Kyoto şehir merkezi için son iki önerim de Kyoto Tower ve Nishiki Market. Kyoto Tower diğer şehirlerdeki kuleler kadar yüksek olmasa da Kyoto’nun genel olarak alçak yapılanmış bir şehir olması sayesinde çok güzel bir manzara sunuyor. Nishiki Market ise yemeğe dair pek çok şeyi bulabileceğiniz bir adres. Özellikle deniz ürünü satan dükkanlar son derece ilgi çekici. Bir de “Japonya’da kavun 100 usd’ymiş.” gibi cümlelerin çok da hurafe olmadığını farkedeceğiniz manavları görebilirsiniz burada.
Benim Kyoto’da en sevdiğim yer ise şehrin dışında yer alan Arashiayima bölgesi. Buraya otobüs veya taksi ile ulaşabileceğiniz gibi, Kyoto’dan bisiklet kiralayarak da gidebilirsiniz. Trafik ve geçeceğiniz yollar bisiklet sürmek için ideal. Üstelik bisikletli olursanız turist kalabalığından kaçıp yemyeşil yerleri de ziyaret edebilirsiniz. Arashiayima adeta filmlerden çıkmış bir yer gibi. Tekerlekli tahteravan benzeri araçları çeken insanları görünce ortam size de son derece sürreal gelecektir.
Arashiayima’ya turistlerin akın etmesinin sebebi sevimli bir yer olmasının ötesinde, muazzam bir bambu ormanının bulunması. Bambu ormanı o kadar güzel ve nizami ki, adeta Japonların mükemmeliyetçiliğinin bir ifadesi.
Japonya’nın benim için en enteresan tapınaklarından biri de Arashiayima’da. Çok popüler bir tapınak olmasa da kesinlikle görülmeye değer. Vaktiyle bir sel bir de tayfun dolayısıyla yıkılmış Nenbutsu-ji tapınağının kaderi 1955 yılında buraya gelen bir rahip sayesinde değişmiş. Rahip, tapınağı ziyaret edenlerin “rakan” adı verilen heykellerden yapmasını istemiş. Her heykel farklı bir kişi tarafından yapıldığı için de birbirinden eğlenceli ve absürd heykeller ortaya çıkmış. Günümüze kadar heykellerin sayısı 1200’ü bulmuş.
Kyoto ve çevresi gezilecek yerleri ve sıcak atmosferi ile kısa sürede sizi kendisine aşık edecek, Japonya gezinizin yıldızı olacak bir yer.