Phnom Penh, Kamboçya

Phnom Penh

Kamboçya çok yakın bir tarihte çok büyük acılar yaşamış bir ülke. Tarihi hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse, 1975-1979 yılları arasında Kamboçya’da 1,5-2 milyon kişi öldürülmüş. Bu sayı ülke nüfusunun yaklaşık dörtte birine denk geliyor. Pol Pot liderliğindeki Kızıl Khmerler bir tarım toplumu oluşturma ideali ile ülkedeki okumuş kişileri çalışma kamplarında türlü işkencelerden geçmişler, öldürülmüşler. Zamanla bu soykırım öyle bir hal almış ki; öğretmenler, doktorlar, üniversite mezunları, yabancı dil bilenler ve hatta gözlük takanlar bile öldürülmüş. Sadece insanları yok etmekle kalmayıp ülkeyi de onlarca yıl gerileştirmişler. Bu işkence ve cinayetler 1979 yılında Vietnam’In Kamboçya’yı işgal etmesi ile sona ermiş. Geçtiğimiz 40 yıl içerisinde ise ülke kalkınma yolunda önemli adımlar atmış. Tabi hala çok fakirler ama özellikle turizm sayesinde gittikçe iyileşen bir haldeler. Bu soykırımla ilgili olarak Phnom Penh şehrinde bulunan Tuol Sleng Genocide Museum’u gezmenizi öneririm.

Phnom Penh

Soykırım bittikten yıllar sonra ülkede toplu mezarlar bulunmaya başlanmış. Bu toplu mezarlardan birini gezmek mümkün. Killing Fields adı verilen bu alan bir toplama kampı aslında. Alana girişte audioguide alabilirsiniz. Bu şekilde çok detaylı bir şekilde burada yaşananlar hakkında bilgi sahibi olmanız mümkün. Killing Fields’ın girişinde bir de öldürülen kişiler için yapılan bir anıt var. Anıtta, bu alandan çıkartılan kafatasları sergileniyor. Oldukça etkileyici bir yer.

Phnom Penh

Yeterince içiniz sıkıldıysa Killing Fields’ın hemen karşısındaki Living Fields’a uğrayıp biraz olsun karamsar modunuzu değiştirebilirsiniz. Burası bir Türk’e, Aynebilim Aşevi’ne ait. İstanbul’dan kalkıp Kamboçya’ya yerleşen ve topladığı bağışlarla Phnom Penh’deki bir köyde yaşayan fakir ailelere yemek, sağlık malzemesi ve hatta ev sağlayan Ayşe Bilim’in açtığı bir yer.

Phnom Penh içinde gezilebilecek keyifli yerlerden biri Royal Palace. Tam şehir merkezinde yer alan saray oldukça güzel. Konaklamanızı da saray yakınındaki bir otelde yapabilirsiniz.

Phnom Penh şehir merkezi Tonle Sap ve Mekong Nehirlerinin kenarında yer alıyor. Şehrin kurulduğu ilk noktada ise Wat Phnom adında bir tapınak bulunuyor. Royal Palace’tan yürüyerek rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Şehir merkezi rahatlıkla yürüyerek gezilebiliyor. Hatta nehir kenarında yürüyüp yoruldukça da mola verip gelen geçeni izlemek büyük keyif.

Yürümek dışında ana ulaşım seçeneğiniz ise tuk tuklar. Tuk tuk’la Killing Fields veya herhangi bir yere gitmek isterseniz veya şehir turu yapmak isterseniz illa ki pazarlık yapmalısınız. Yoksa tuk tuk şoförlerinin bir haftada kazandığı parayı bir günde ödeyebilirsiniz.

Şehre karşıdan bakmak isterseniz de günbatımı zamanında yapılan nehir turlarından birine katılabilirsiniz. Ne de olsa teknedeyken güneş batışını izlemek her zaman çok keyifli olur.

Phnom Penh

Phnom Penh için aynı zamanda ilginizi çekebilecek bir diğer aktivite ise yerel Kamboçya danslarının sergilendiği gösterilerden birine gitmek. Bunun için Chaktomuk Theatre’a uğrayabilirsiniz.

Gelelim yeme-içme kısmına. Şehir nehir kenarında yer alınca haliyle bu alan tamamen restoran ve barlarla dolmuş. Son derece keyifli mekanlar var. Oldukça da ucuz. Bira fiyatları 50 cent ile 2 usd arasında değişiyor!! Batı mutfağından Asya mutfağının değişik örneklerine kadar hemen hemen her şeyi bulmak mümkün. Lübnan restoranı bile var. Yerel yemeklerden tatmak isterseniz ve curry seven biriyseniz Kamboçya’nın en ünlü yemeği “fish amok”u tatmanızı öneririm. Curry sevmiyorsanız da “loc lac”ı tercih edebilirsiniz.

Phnom Penh

“Asya’da böcek yiyorlarmıs, Kamboçya’da kızarmış tarantula varmış.” sözleri sizi cezbediyorsa haftasonları kurulan gece marketine uğrayabilirsiniz. Burada türlü böcekleri tadabilir ve yerel ürünler satın alabilirsiniz. Yalnız şunu belirtmem lazım, Asya’da böcek yenmesi durumu günümüzde biraz turistik bir aktivite. “Bir avuç böcek de ben yiyeyim” diyen yerliye rastlamanız pek olası değil. :)

Kamboçya tarihi ilginizi çektiyse Loung Ung’un “First They Killed My Father: A Daughter of Cambodia Remembers” adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim. 2015-2016 yılları arasında bu kitap Angelina Jolie tarafından filme çekildi ve 15 Eylül’de Netflix’te yayına girecek.

Şimdi Kamboçya’dan Vietnam’a uzanalım ve Vietnam’ın en güzel şehirlerinden Hoi An‘ı ziyaret edelim.

 

Önceki YazıSonraki Yazı