Klasik müzik kökeni Antik Yunan dönemine kadar uzayan Batı Avrupa temelli bir müzik türüdür. Klasik Batı müziği tarihi genel olarak 15. yüzyıl ile 18. yüzyıl arasında verilen eserlerden oluşur. Bu müzik türü genel hatlarıyla halk müziğinden tamamen ayrılmıştır ve seçkin gruplara hitap eder. Ortaya çıktığı dönemden romantik döneme kadar saray içinde icra edilmiştir. “Klasik müzik nedir?” sorusunun cevabındaki en belirgin özellik bu türün polifonik (çok ezgili) ve poliritmik (çok ritimli) olmasıdır.
Klasik Müzikte Kullanılan Çalgılar
Klasik Batı müziğinin en belirgin özelliklerinden biri olan polifonik ezgiler, birçok farklı enstrümanın bir araya getirilmesiyle oluşturulur. Bu enstrümanlar yaylı çalgılar, üflemeli çalgılar ve vurmalı çalgılar olarak kategorize edilir.

Yaylı Çalgılar
Yaylı çalgılar orkestrada büyük yer tutar. Yaylı çalgılara batıda telli çalgılar denir. Genellikle hayvan kılından yapılan bir yay aracılığıyla çalınan bu müzik aletlerinden yayın tellere sürtünmesi ile ses elde edilir. Keman, viyola, çello ve kontrbas yaylı çalgılar ailesinin üyeleridir. Bu enstrümanlar büyükten küçüğe sıralanmıştır. Klasik batı müziği için oldukça önemli olan keman ailesi, her dönemde kullanılmıştır.
Avrupa’da yaylı çalgıların telli çalgılar olarak kategorize edilmesinden dolayı, çok sayıda tele sahip olan ve parmaklar yardımıyla çalınan arp da yaylı çalgılar içine dahil edilmiştir.
Piyano ve klavsen Klasik Dönem’e damga vurmuş ve kalıplaşmış müzik aletleridir. Özellikle klavsen klasik müziğin en önemli enstrümanıdır. Tuşlu çalgılar olmalarına rağmen çalışma prensibi olarak tuşlardan alınan titreşim tellere iletildiğinden dolayı onlar da telli çalgılar grubunda incelenir.

Üflemeli Çalgılar
Çok sesli ezgileri oluşturmak için kullanılan bir diğer enstrüman grubu ise üflemeli aletlerdir ve bunlar içine verilen nefes sayesinde titreşim yayarak ses çıkarır. Flüt, klarnet, obua, fagot, trompet, trombon, korno, tuba ve kormen bu gruba dahildir. Kalından inceye birçok ses çıkaran nefesli çalgılar da klasik müzikte önemli yer tutar.

Vurmalı Çalgılar
Orkestranın en arkasında bulunan vurmalı çalgılar, genel olarak müziğin ritmini belirlemekte önemli rol üstlenir. Tokmak, baget veya fırça gibi yardımcı aletlerle çalınan bu çalgılar, her müzik çeşidinde olduğu gibi klasik müzikte de yer alır. Timpani, zil, üçgen, kastanyet, çıngırak ve tef klasik müzikte kullanılan vurmalı enstrümanlardır.
Klasik Müzik Dönemleri
Orta Çağ’dan sonraki klasik müzik dönemlerini başlıca beş dönem altında incelemek mümkündür.

Rönesans Dönemi
Kelime anlamı yeniden doğuş olan Rönesans Dönemi, Ortaçağ Avrupa’sında kilise baskısından sıyrılan halkın aydınlanma dönemini kapsayan dönemi ifade eder. Yeniden doğuş eylemi iki farklı şeyi karşılamaktadır.
İlki insanların antik klasik metinleri kilise baskısından kurtularak doğru ve özgürce yeniden keşfetmeleri, farklı dillere çevirmeleri ve öğrenmeleri; pozitif bilimlerin geliştirilmesi ve skolastik düşüncenin yıkılması; sanatta yeni uygulamaların tespiti ve özgür bir ortam oluşturulmasıdır.
İkincisi ise tüm bunlara bağlı olarak gelişen özgürlükçü ve akılcı yaklaşımların entelektüel aktivitelere yanstılıması ve bu sayede Avrupa kültürünün gelişip çeşitlenmesidir. Kültürel aydınlanmadan müzik de nasibini almıştır. Klasik dönemin ilk evresi olan Rönesans Dönemi 1450-1600 yılları arasını kapsar. Aydınlanma Çağı’nı oluşturacak aydın düşüncelerin geliştiği bu dönemde klasik müziğin de temelleri atılır. Kilisenin halkın gözünden düşmesi ve skolastik düşüncenin yıkılmasına bağlı olarak, kilise müziğinin ve kilisenin müzik üzerindeki baskısı zayıflar.
Bu dönemde vokal polifonik stiller görülür. Dinin müzik üzerindeki etkisi zayıflar. Müzik aletleri çeşitlenerek bir arada kullanılır. Bu dönemde matbaanın bulunması ve kullanılması ile birlikte klasik müzik notaları ve besteleri çoğaltılma imkânı bulur. Bu dönem müziğinin oluşmasında Haçlı Seferleri’nin de etkisi vardır. Bu etki farklı kültürlerin karşılaşması ile sağlanmıştır. Dönemin öne çıkan müzisyenleri Carlo Gesualdo, Guillaume Dufay, Johannes Ockeghem ve Giovanni Pierluigi da Palestrina’dır.

Barok Dönem
Barok Dönem, yaşamın her alanında süslü şeylerden etkilenilen bir dönem olarak 1600-1750 yılları arasını kapsar. Mimaride görülen kabartmalı ve süslü yapılar gibi müzikte de süse ve karmaşıklığa gidilir. Soylular sınıfına ve saraya daha yakın bir müziktir. Barok dönemin en çok öne çıkan özelliği concertato stilidir. Bu stilde vokaller ve enstrümanlar birleşerek bir bütünü oluşturur.
Rönesans döneminden farklı olarak daha süslü bir anlatım tercih edilir. Bu süslü anlatım için kullanılan enstrümanların başında klavsen yer alır. Bu dönemde klavyenin daha çok kullanılmasıyla orkestra gelişim göstermiştir. Günümüzde kullanılan müzik terimlerinin birçoğu Barok dönemde ortaya çıkarılmıştır. Eserlerde dönemin siyasi ve sosyal yaşamındaki etkilerden dolayı melankoliye kaçmayan karamsar bir gerçekçilik havası hakimdir. Bunlardan en önemlilerinden biri majör ve minör kavramlarıdır. Dönemin en ünlü klasik müzik bestecileri ise Henry Purcell, George Frideric Handel, Georg Philipp Telemann, Johann Sebastian Bach, Antonio Vivaldi ve Arcangelo Corelli olarak sıralanabilir.

Klasik Dönem
Barok dönemin kapanmasındaki en büyük etkenlerden biri piyanonun icat edilmesidir. Klasik müzik piyano ile zirveye çıkar. Hareketli klasik müzik besteleri piyano ile birlikte daha da gelişir. Klasik stilin barok stilden farkı daha sade olmasıdır. 1750-1820 yılları arasını kapsayan bu dönemde Fransız İhtilali, Sanayi devrimi ve kiliseye olan güvenin azalması gibi olaylardan dolayı her alanda sadeleşmeye gidilir. Klasik batı müziği de sadeleşmiştir. Klasik müzik sanatçıları bu dönemde daha kolay anlaşılma amacını hedefler.
Bu dönemde senfoninin yaygınlaşması müziği daha seçkin hale getirir. Dönemin ünlü bestecileri arasında Joseph Haydn, Christoph Willibald Gluck, Muzio Clementi ve Wolfgang Amadeus Mozart yer alır. Klasik müzik Mozart için evrensellik anlayışı ile harmanlanmış bestelerden oluşur. Bu dönemin öne çıkan sanatçısıdır. Bir başka öne çıkan sanatçı olan Ludwig van Beethoven ise klasik dönemden romantik döneme geçiş aşamasının temsilcileri arasındadır. Beethoven yaşamı boyunca hastalıklarla uğraşmış biri olarak tamamen sağır olduktan sonra bile beste yapmaya devam eden çok büyük bir piyanisttir.

Romantik Dönem
Bu dönemde müzik saray içinden ve aristokrasiden sıyrılarak halkın içine karışır. Tüm kalıplar ve düzen yıkılarak daha romantik bir hava benimsenir ve eserler bu doğrultuda verilir. Dönemin en gözde enstrümanı piyanodur. Kendi içinde 3 dönemde incelenir.
Erken Romantik Dönem
Klasik müzik Beethoven ile birlikte erken romantik dönemi yaşar. Bu dönem Klasik dönemin içinde var olmuştur. Franz Schubert, Carl Maria von Weber ve Gioacchino Rossini diğer ünlü bestecilerdir.
Orta Romantik Dönem
Bu dönemde romantizm artık tüm Avrupa’ya egemen olur. Bu dönemin önemli yabancı klasik müzik bestecileri arasında Franz Liszt, Felix Mendelssohn Bartholdy, Niccolo Paganini, Robert Schumann, Frederic Chopin, Johannes Brahms, Giuseppe Verdi ve Richard Wagner yer alır. Bu dönemde klasik müzik Chopin ile öne çıkar.
Geç Romantik Dönem
Ulusalcılık akımıyla birlikte müziğin farklı milletlere yayıldığı dönemdir. Rus bestecilerden Mikhail Glinka, Aleksandr Borodin, Peter İlyiç Çaykovski ve Nikolay Rimski-Korsakov öne çıkar. Bedrich Smetana ve Antonin Dvorak döneme dahil olan Çek bestecileridir. Edvard Grieg ve Jean Sibelius ise İskandinav besteciler olarak öne çıkar.
Modern Dönem
Modern Dönem ise 20. yüzyıl başından günümüze kadar olan dönemi kapsar. Elektronik müzik, atonal müzik ve caz gibi türlerle birleşmeler yaşayan klasik müzik belli bir kalıba ya da stile sığmayacak kadar geniştir. Romantizm akımının karşısında duran bu dönemin önde gelen bestecileri arasında Igor Stravinsky, Claude Debussy, John Williams, Erik Satie, Hans Zimmer ve Amy Beach sayılabilir.